Kendi gerçeğimizi kendi kelimelerimizle ɑnlɑyıp ɑnlɑtmɑk, her namuslu yɑzɑrın vicdan borcu. C. Meriç
İç politikada birbirini sıkıştırmak için fırsat kollayanlar bir yere varamaz. Siyaset yapmak ayrı bir şey, Türkiye’yi zora sokacak söylemlerde bulunmak apayrı bir şeydir. Melese Türkiye olduğu zaman düşünceleri bir tarafa bırakarak, yapılan çalışmalara ne gibi katkılar sağlayabiliriz fikri ile sahada olmamız gerekir. Ama görüldüğü gibi yapılan her çalışmayı ince bir titizlilikle irdelemek ve sonucunda ne gibi eksikleri ortaya çıkarabilirim zihniyeti olması çok üzücüdür. Bu tür düşüncelerden sıyrılmadığı sürece toplum nezdinde hiçbir zaman gerekli saygınlığa ulaşamayacaktır.
Kudüs meselesinde nasıl ki tüm Türkiye bir bütün olarak hareket ettiyse, diğer meselelerde de buna benzer birlikteliği sağlamamızda büyük yarar vardır, olacaktır. Mazlumun ve mağdurun sesi olan Sayın Cumhurbaşkanlığımızın önderliğinde büyük bir icraata imza attı. Tüm tehdit ve şantajlara boyun eğmeyen, İslam Birliğini toplayan ve diğer ülkelere de hareketlenmesine de öncülük etmek için güçlü lidere ihtiyaç vardır. Bu lider de Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Bu kımıldama Müslüman ülkelere cesaret vermiş oldu. En azında kimliklerini koruma adına bir farkındalık oluşmuş oldu. Burada en önemli olan ABD’nin diğer ülkelerin üzerinde kurmuş olduğu korkuyu da yenmiş oldu. Diğer önemli konu ise parayla bazı değerlerin satın alınamayacağını ve olmayacağını göstermiştir.
Kimliğini kaybedip başkaların uşağı olmak hiçbir zaman bir ülkeyi kalkındırmaz, âdete bağımlı ve istikrarsız duruma getirecektir. Batı’nın uşağı olmak ise hiçbir zaman refahı ve huzuru göremez. Hele de İslam ülkesi ise bin bir film ile başını örecek ve her türlü sıkıntıyla baş başa bırakacaklardır. Yaşanılanlara bakıldığında her şeyi apaçık ortadır. Birbiriyle uğraşmayı bir tarafa bırakıp, İslam Birliğinin adına yakışır durumda görev ve sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekir.
Son KHK adına bazı kesimlerin rahatsız etmiş gözüküyor. Bunu iç savaşa sürükleyecek şekilde topluma aktarılması, haliyle üzücü olmuştur. Şimdi bu kanunun kimleri kapsadığını en yetkili ağızdan aktarılmış oldu. 15 Temmuzda Türkiye’yi bölmeye kalkanları kırmızı halı ile karşılayacak halleri yoktur. Devletin düzenini yıkmaya kalkan yanında; çocuk istismarını yapan, keyfe keder cinayet işleyen ve buna benzer durumlarda suça ortak olmuş kişilerin değil tek tip bunlar için idam hükmü olması gerekir. Bu gibi durumlarda bu adamlar resmi elbise giymesine herhalde kimse razı olmaması gerekir. Bu maddelerin kimleri kapsadığını aslında herkes biliyor. Kastedilen madde yoruma açıksa ve yanlış duruma mahal verecekse onu ifade edip düzeltilebilir. Olayı başka bir boyuta taşımanın izahı olamaz, kimseye de bir şey kazandırmaz. İdrak etmeleri gereken tek şey bu ülke hepimizin.
Vesselam!