Son yıllarda oldukça gündemde olan öğrenciler arasında yaşanan fiziksel ve psikolojik şiddet olayları, araştırmacıların ve eğitimcilerin dikkatini çekmektedir. Çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalar, hemen her yaş grubunda, bir çeşit şiddet olan “zorbalık” olaylarının meydana geldiğine işaret etmektedir. Uluslararası literatürde “bullying” olarak adlandırılan zorbalık, “bir veya birden fazla çocuğun, hedef belirledikleri bir çocuğa karşı, zaman içinde tekrar eden zarar verme amaçlı olumsuz davranışlar sergilemesi” olarak tanımlanmıştır.
Akran zorbalığı, okullarda öğrenciler arasında sıkça görülebilen şiddet davranışları arasında yer alır. Akran zorbalığının nedenleri arasında; arkadaşlarına baskı yapan öğrencilerin bu şekilde kendilerini arkadaşları arasında üstün görmeleri, şiddetin çözüm yolu olarak tercih edilmesi ve kurbanın maruz kaldığı baskıyı hak ettiği düşüncesi yer almaktadır.
Çocuklar akran ilişkileriyle fiziksel, bilişsel, sosyal, duygusal ve ahlâki alanlardaki gelişimlerine paralel olarak, çeşitli aşamalardan geçmektedir. Bazı çocuklar, akranlarıyla sürekli olarak işbirliği yapmakta, akranları tarafından sevilmekte ve sağlam arkadaşlıklar kurmaktadır. Bazıları ise akranlarına sıklıkla saldırgan davranışlar göstermekte ve çok az sayıda arkadaşa sahip olmaktadır.
Çocukların akranlarıyla yaşadıkları olumsuz ilişkiler genel bir ifadeyle saldırganlık olarak adlandırılmaktadır. Saldırganlık, çok geniş bir tanımlamaya sahiptir ve zorbalık, şiddet gibi çeşitli alt dalları vardır. Her zorbalık aslında saldırganlıktır; ancak her saldırganlık için aynı şey söz konusu olmayabilir.
Çocuklar sıklıkla okullarda akran zorbalığına maruz kalmaktadırlar. Çocukların maruz kalabileceği zorba tutumlara; küçümseyici söylemler, dalga geçme, eşyalarına el koyma, kendisine yiyecek aldırma, ödevini yaptırma şeklinde ya da dışlama, görmezden gelme şeklinde örnekler verebiliriz. Eğer mağdur tepki göstermez, hatta kimseye bahsetmezse akran zorbalığına maruz kalmaya devam edebilir. Bu durum başka çocukların da mağdura akran zorbalığı yapma ihtimalini arttırabilir. Bu şekilde sürekli hale gelebileceği ve mağdurun ruhsal durumunu bozabileceği için akran zorbalığının önlenmesi oldukça önemlidir. Akran zorbalığı hemen hemen her çocuğun karşı karşıya kalabileceği bir durumdur. Bunun önüne geçebilmek adına okullarda öğretmenlere ve yetkililere, evde ailelere düşen görevler vardır.
Okullarda zorbalığın ne olduğuna dair seminerler verilebilir. Öğrencileri bilgilendirmek adına aktiviteler yapılabilir. Okulun rehberlik servisinden veya bu konuda uzman kişilerden yardım alınabilir. Aileler ise bu durumda daha çok kilit görevi görmektedir. Çocukları ile geçirdikleri zaman çok önemlidir. Çocuklarını her koşulda dinleyebilmeli her ne yaşarlarsa yaşasınlar onların yanında olabildiklerini gösterebilmelidirler. Zorbalığın, zorbalığa maruz kalmanın ya da yanında durup başka çocukların zorbalık görmesini izlemenin normal bir şey olmadığını ya da hoş görülemeyeceğini anlatmalıdırlar. Yemek yediğiniz yerdeki bir garsona ya da bindiğiniz taksinin şoförüne kızdığınızda, etkili iletişim tekniklerini çocuklarınıza modelleyin. Ne zaman başka bir insanla küfürlü ya da ona hakaret eden tarzda konuşursanız, çocuğunuza zorbalığın normal bir şey olduğunu öğretirsiniz. Kritik nokta çocuklara iyi bir örnek olabilmektir. Zorbalığı gerçekleştiren veya buna maruz kalan çocuklar, ilerleyen yıllarda kendi ve çevresindekilerin yaşamına da bu olumsuzluğu yansıtmaktadırlar. Dolayısıyla çocuklara bu dönemde zorbalıktan uzak kalabilecekleri bir ortam sağlanması ve gerekli önlemlerin alınması ya da oluştuktan sonra uygun müdahale yönteminin hemen seçilerek uygulanması çocukların bugünü ve geleceği için oldukça önemlidir.