Hayatımız öyle bir hale geldi ki artık olan, olabilecek her şey gayet olağan hale geldi.
Ortaya çıkan, mevcut olan hiç bir şey bizi şaşırtmıyor.
Duyduğumuz, karşılaştığımız, şahidi olduğumuz bütün olumsuzlukları normalleştirdik.
Olumlu olanlara zaten sözümüz yok.
Sözümüz mevcut olumsuzluklaradır.
Tüm kötüleri ve kötülükleri kanıksamaya başladık.
Yanı başımızda olan biten çoğu şeyden etkilenmeyerek, aldırış etmeyerek, duyarsızlaştık, alışmaya başladık.
Her alanda aldatmak, aldatılmak doğal hale geldi.
Hile, zorbalık yapmak, şiddet uygulamak sıradanlaştı.
Rastgele galiz küfürler etmek umursanmamaya başlandı.
Hırsızlık, ölümler, rezil, rüsva yaşamlar, parasızlıktan yapılan bin bir türlü depresyona varan entrikalar, ardından çevrilen envayi çeşit dolaplar, fırıldaklıklar, müptezellikler…
Büyüklerin uyarı ve ikazları, mevcut süregelen nasihatler bile fayda etmiyor.
Belki sayısız gelgitler arasında kendimizi bulmaya çalışıyoruz; ama nafile!
Arık ok yaydan çıkmış bir kere, tutun tutabilirseniz.
İşin kötüsü, özellikle çocuklarımızın yaptığı bu türden olumsuzluklara gülüp geçiyoruz, geçiştiriyoruz.
“Çocuktur, büyüyünce unutur,” diyerek yapılan her türlü nahoş bir takım sözleri ve eylemleri kabulleniyoruz ve umursamadan, adeta ileride gelişebileceklere duyarsızlaşıyoruz.
Tepki vermeden, kendimizce olanları bazı kılıflar uydurarak, çeşitli bahanelerin ardına sığınıyoruz.
“Aman uğraştığınız şeylere bakın, millet aya gidiyor biz nelerle uğraşıyoruz, başkasıyla kıyaslamayın artık ya!” gibisinden, çocuklarımızın yaptıklarına ve söylediklerine onay veriyoruz. Belki de ileride başına belâ olacak birçok illetten soyutlayamıyoruz.
Bazen sosyal yaşantımızın birçok alanında, hiç de hoş olmayan küfürlü, sokak kültüründen beslenen çeşitli küfürlü sözlerle karşılaşıyoruz. Nasıl bir tepki vereceğimizi bilemiyor, öylece uluorta donup kalıyoruz. Öyle ki cevap verseniz bir türlü, cevap vermeseniz bin türlü.
Uyarmaya, nasihat vermeye çalışsanız, tartışmaya varan, belki de kavgalara varan hallere düşmekten kurtulamazsınız.
Üzülüyorsunuz, ah-vah ediyorsunuz, of-puf ediyorsunuz; ama sadece kendinizle konuşmaktan ve söylenmekten öteye gidemiyorsunuz maalesef.
Bazen herhangi bir konuda sarf ettiğiniz sözlerinize çok dikkat etmeniz gerekiyor. Çünkü hangi sözün, kimi nasıl kızdıracağını tahmin edemiyorsunuz.
Ya söylenenleri, yapılanları kabulleneceksiniz ya da karşı çıkarak, cevap vererek, uyararak, olabilecek sıkıntılara katlanacaksınız.
Çoğu kez kabullenmeden dolayı, artık olan bitene şaşırmıyoruz.
O yüzden, kötüler çoğalıyor, iyiler azalıyor.
O yüzden, kötülükler çoğalıyor, iyilikler azalıyor.
O yüzden, milletin müptela olduğu illetler çoğalıyor ve toplum buna sessiz kalıyor.
O yüzden gençlik kayboluyor, ne olduğu anlaşılmayan, duyarsız, kuralsız, kişiliksiz, kimliksiz bir nesil ortaya çıkıyor.
O yüzden artık şaşırmıyoruz.
Kerim BAYDAK