Hangimizi, kim ne kadar anlıyor?Dertler derya oluyor, bizler de sandal savrulup duruyoruz bu uçsuz bucaksız ummanda.
Şimdi bu pek de normal tabi. Yara almayan mı var arkadaş, herkesin vardır bir yarası. Vardır var olmasına da, yaralara ilaç lazım, yoldaş, candaş lazım. Nasıl çekilsin bu dünyanın derdi tasası aksi takdirde. Ne demiş Ece Ayhan, "İnsan, yarası yarasına denk geleni sever ancak.". Ne de güzel söylemiş.
Yara dediysek sadece gönül yarası anlaşılmasın. Şimdi insanoğluyuz, kimler, neler, ne kadar yaktı canımızı kim bilir? Fakat bir de aynı yerden canı yananlar var. Misal aç kalanlar, kayıplar yaşayanlar, haksızlığa uğrayanlar, kalp ağrısı çekenler, ciğer acısı görenler, sıladan ayrı düşenler, şiddet görenler,hayalleri yıkılanlar... Var da var işte. Ama demişler ki, tok açın halinden ne anlar. Şimdi ben açsam siz tok karnınızla beni ne kadar avutabilirsiniz ki? Sıcak evinizde taze kestane yerken, dışarda soğuktan donan bir insanın veya hayvanın ne kadar üşüdüğünü, donarken en son ne düşündüğünü nerden bilebilirsiniz? Bilemezsiniz tabi. Sen nerden biliyorsun, derseniz ben de bilemem.Empati yapmaya çalışırım en fazla. İşte bu nedenle insan yarası yarasına denk geleni seviyor.
Varsa yaramız ve aynı yarayı alan başkasını görürseniz birer çay alın ve oturun derim. Zira sizi en iyi anlayacak olan odur. Bu size iyi gelecektir. Belki size ışık olacaktır. Samimiyet denen insani vasıf için akraba, kardeş olmaya gerek yok. Aynı yaraya cançekişmek sizi yakınlaştıracaktır kalben. Sonra ne mi olacak? Anlaşılmak sizi mutlu edecek. Ve her şey güzel olacak. Gökyüzü esmer bir griden maviye dönecek. Bulutlar dağılacak.
Instagram :nazantastan1