Özellikle Sinan Ateş cinayeti davasını takip eden gazetecilerin hem tetikçiler hem de siyasetçiler tarafından hedef alınması, basın ve ifade özgürlüğünün kritik bir tehlike altında olduğunu gösteriyor.
Parlamentoda Gündem: Basın Özgürlüğü ve İhlaller
CHP'li Çakırözer, raporun sunumunda Türkiye'de ekonomik yoksulluk kadar hak ve özgürlüklerin de toplumun geniş kesimleri tarafından hissedilen bir yoksunluk olduğunu belirtti. Çakırözer, "Basın ve ifade özgürlüğü alanındaki ihlaller, Türkiye'nin hak ve özgürlükler bağlamında en büyük sorunlarından biridir. CHP olarak bu ihlallerin sona erdirilmesi için parlamentoda mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz," diyerek basın özgürlüğü konusunda partisinin duruşunu bir kez daha vurguladı.
52 Gazeteci Eylül Ayında Mahkeme Karşısına Çıktı
Eylül ayında gazetecilerin 52 kez hakim karşısına çıktığını ve bu durumun gazetecilere yönelik artan baskıyı gözler önüne serdiğini belirten raporda, gazetecilerin haberleri ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle cezai soruşturmalara maruz kaldığı ifade edildi. Bu dönemde gazetecilere yönelik en dikkat çekici olaylardan biri, Sinan Ateş cinayeti davasını takip eden gazetecilerin hem tetikçiler hem de siyasiler tarafından tehdit edilmesi oldu. Gazeteciler Timur Soykan, Barış Pehlivan ve Murat Ağırel, mahkeme salonunda sanıklar tarafından tehdit edilirken, MHP lideri Devlet Bahçeli de bu davaya ilişkin yapılan yorumlar nedeniyle Halk TV ve kanalın yorumcularını hedef aldı.
Yanlış Gözaltılar ve İhlaller: Çakır Skandalı
Eylül ayında basın özgürlüğü açısından öne çıkan bir diğer skandal ise Karar gazetesi yazarı Elif Çakır’ın Bursa’da yanlışlıkla gözaltına alınması oldu. İddiaya göre, Elif Çakır’ın ismi ve kimlik numarası aranan bir şahısla karıştırılarak polis tarafından gözaltına alındı. Çakır, kimliğini doğrulamak için emniyet yetkililerine durumu anlatmasına rağmen gözaltına alınarak sağlık kontrolüne götürüldü. Olayın ardından Emniyet Genel Müdürlüğü yapılan hatadan dolayı Elif Çakır’dan özür diledi.
Gazetecilere Yönelik Ölüm Tehditleri
Raporda, gazetecilere yönelik ölüm tehditleri de yer aldı. Cumhuriyet gazetesi yazarı Murat Ağırel'in aldığı ölüm tehditleri, basına yapılan baskının geldiği tehlikeli noktayı gösteriyor. Aynı şekilde, Halk TV muhabiri Ferit Demir ve kameraman Hasan Bıra da Diyarbakır'da gerçekleştirdikleri bir haber takibi sırasında fiziksel engellemeye maruz kaldı.
Tehditlerin Arkasında Hem Tetikçiler Hem Siyasetçiler Var
Raporda, gazetecilerin yalnızca tetikçiler tarafından değil, siyasiler tarafından da hedef alındığına vurgu yapıldı. Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş cinayeti davasında, sanıkların gazetecileri tehdit etmesinin yanı sıra, MHP lideri Bahçeli’nin Halk TV’ye yönelik tehditleri de gazetecilere yönelik baskının çok yönlü olduğunu ortaya koydu.
Tazminat Cezaları ve Sansür: Sedef Kabaş Örneği
Raporda, gazetecilere verilen tazminat cezalarına da dikkat çekildi. Gazeteci Sedef Kabaş’ın Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla aldığı 115 bin TL’lik tazminat cezası, bu alanda verilen en dikkat çekici cezalar arasında yer aldı. Ayrıca, Evrensel gazetesi yazarları ve Halk TV sunucularına da çeşitli davalar açıldığı ve para cezaları kesildiği belirtildi.
RTÜK ve Erişim Engellemeleri
Raporda, RTÜK’ün sansür faaliyetlerine de yer verildi. Eylül ayında Halk TV sunucusu Sinem Fıstıkoğlu’nun programında bir konuğunun yaptığı yorumlara gülümsemesi nedeniyle kanala para cezası kesildiği belirtildi. Aynı şekilde, İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un talebiyle kendisi ve yakınları hakkındaki 648 haber ve sosyal medya içeriğine bir günde erişim engeli getirildi.
Basın Özgürlüğü Mücadelesi Sürüyor
CHP'li Çakırözer’in hazırladığı Eylül ayı Basın Özgürlüğü Raporu, Türkiye’de gazetecilere yönelik baskı ve tehditlerin giderek arttığını ve basın özgürlüğü mücadelesinin zor şartlar altında sürdüğünü ortaya koyuyor. Raporda basın özgürlüğü üzerindeki baskının her geçen gün daha da arttığı belirtilirken, bu mücadelede daha fazla dayanışma ve kararlılık gerektiğine dikkat çekiliyor.
Kaynak : PHA