"Parti Yöneticileri, Üyeler ve Seçmenler Hedefte"
DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanan rapor, İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve parti verileri ışığında hazırlandı. 2024 yılı boyunca yaşanan hak ihlallerinin kapsamlı bir dökümünü sunan raporda, parti yöneticileri, üyeleri ve toplumsal muhalefetin hedef alındığına dikkat çekildi.
Komisyon Eş Sözcüsü Sevda Çelik Özbingöl, "2024'te parti yöneticilerimizden 256 kişi gözaltına alındı, 50’si tutuklandı. Parti tabanına yönelik baskılar sonucunda ise 3 bin 128 gözaltı ve 409 tutuklama yaşandı. Toplumsal muhalefet örgütlerine yönelik baskılarda ise 564 kişi gözaltına alındı, 173 kişi tutuklandı" ifadelerini kullandı.
"Seçim Sonrası 8 Belediyeye Kayyım Atandı"
Raporun en dikkat çeken bölümlerinden biri de 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimleri sonrası yaşanan gelişmelere dair veriler oldu. Buna göre, seçimlerin ardından 6'sı DEM Parti'ye, 2'si CHP'ye ait toplam 8 belediyeye kayyım atandığı bildirildi. Ayrıca, seçilen 1 belediye eş başkanının tutuklandığı belirtildi.
"Genel Merkeze 9 Kez Fiziki Saldırı Düzenlendi"
2024 yılı boyunca partiye yönelik fiziki saldırılarda da artış yaşandığı ifade edildi. Özbingöl, "2024 yılında Genel Merkezimiz dahil olmak üzere parti binalarımıza 9 kez fiziki saldırı düzenlendi" dedi. Bu saldırılara ilişkin soruşturmalarda herhangi bir ilerleme sağlanmadığı ifade edildi.
"İllerde Eylem ve Etkinlik Yasakları Arttı"
DEM Parti’nin raporunda, 2024 yılı boyunca Türkiye genelinde 92 kez eylem ve etkinlik yasağı kararı alındığı belirtildi. Adıyaman, Diyarbakır, Urfa, Mardin, Siirt, İzmir ve Dersim gibi birçok ilde etkinliklerin yasaklanması dikkat çekti. Partinin bu yasaklara yönelik yaptığı tüm itirazların idare mahkemelerince reddedildiği bilgisi de raporda yer aldı.
"Cezaevlerindeki Hak İhlalleri Meclis Gündemine Taşındı"
DEM Parti milletvekillerinin cezaevlerindeki hak ihlallerine dair 794 soru önergesi verdiği de raporda yer aldı. Bu önergelere konu olan hak ihlalleri arasında sağlık hakkının engellenmesi, şartlı tahliye hakkının reddedilmesi, sevk taleplerinin geri çevrilmesi, çıplak arama, kelepçeli muayene ve hasta mahpusların serbest bırakılmaması gibi konular öne çıktı.
"Kürt Sorunu Çözülmedikçe Demokratikleşme Mümkün Değil"
Rapor sunumunun ardından konuşan Komisyon Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, Türkiye'deki Kürt sorununa ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. "Türkiye, Kürt sorununu çözemediği sürece demokratikleşemez" diyen Türkdoğan, belediyelere kayyım atanmasının seçme ve seçilme hakkına yönelik ağır bir darbe olduğunu belirtti.
Türkdoğan, "Kürtlerin kendi iradesiyle seçtikleri belediyelere kayyım atanması ve belediye eş başkanlarının tutuklanması, siyasete katılma hakkının açık ihlalidir" ifadelerini kullandı. Türkdoğan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının Türkiye tarafından uygulanmadığını ve bunun hukuk güvenliğini zedelediğini vurguladı.
"Can Atalay Kararı Hukuk Güvencesizliğini Gösterdi"
DEM Parti Grup Başkanvekillerinin de aralarında bulunduğu bir grup milletvekili, AYM'nin milletvekili Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesi kararına karşı dava açmıştı. Bu konuda mahkemenin verdiği kararın uygulanmaması, Türkdoğan tarafından "Türkiye'deki hukuk güvencesizliğinin en somut örneklerinden biri" olarak değerlendirildi.
"İşkence ve Kötü Muamele Sürüyor"
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair veriler de raporda geniş yer buldu. Özellikle tecrit, çıplak arama, ayakta sayım, kelepçeli muayene ve hasta mahpusların serbest bırakılmaması gibi uygulamalar "sistematik baskı" olarak nitelendirildi. Bu tür uygulamaların işkence ve kötü muameleye dönüştüğüne dikkat çekildi.
"Demokrasi, Diyalog ve Çözüm Çağrısı"
DEM Parti’nin 2024 Hak İhlalleri Raporu, Türkiye'de demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti konularında yaşanan sorunları gözler önüne serdi. DEM Parti'nin raporunda, Kürt sorununun çözülmesi gerektiği vurgulandı ve bu sorunun çözümsüz kalması halinde demokratikleşme sürecinin mümkün olamayacağı belirtildi.
Öztürk Türkdoğan, "AİHM’in Figen Yüksekdağ ve Demirtaş kararları, Türkiye’de siyasete katılım hakkının ihlal edildiğini gözler önüne seriyor. Eğer Türkiye, Kürt sorununu çözemezse, demokratikleşme de asla mümkün olmayacak" ifadelerini kullandı.
Kaynak : PHA