İnsanoğlu garip bir yaratık. Garip olduğu kadarda çözülmesi güç bir bulmacaya benzer. Her hayat bir roman, her insan bambaşka bir dünya. Herkesin kendince bir hikâyesi var. Zaten anlaşmazlıklarda, renkliliklerde bu farklılıktan doğuyor.
Ortaya çıkan anlaşmazlıklara bakın herkes haklıdır. Zira hayatta tek bir doğru yoktur. Herkesin kendine göre doğruları olduğundan, olagelen anlaşmazlıklarda herkes haklı olduğunu savunur. Düz bir mantıkla bakarsan iki kişinin kavgasında birinin haklı, diğerinin haksız olması gerekir ama öyle değildir. Kimse haksızlığı kabul etmez.
Bazı insanlar hoşgörülü, bazısı asabidir. Bazı insanlar uyumlu, bazısı hırçındır. Hele hele bazı insanlar vardır ki her halükarda kendisi haklıdır. Yaşam içerisinde uğradığı başarısızlıkta bile kendisinden başka herkes haksız, hatta suçludur. Bu tip insanlara bakarsan, arkadaşı suçlu, ailesi suçlu, ekonomi suçlu, devlet suçlu kısacası bir tek suçsuz ve haklı olan kendisidir. Oysaki kişisel ve toplumsal tercihleri kendisini başarısızlığa itmiştir. Ama bunu asla kabul etmez.
İşte bu nedenledir ki arkadaş-arkadaşla, evlat- ana babayla, kardeş- kardeşle, karı-kocayla yaşam içerisinde zaman, zaman didişip durur. Herkes bildiğini okur. Ama keşke ‘insanlar bildiğini etmektense, ettiğini bilse.’ İşte o zaman karşısındakini anlamaya çalışır.
Zaten psikoloji bilimi de bu nedenle ortaya çıkmıştır. Psikologlar insan davranışlarına bakarak konulara açıklık getirmeye çalışırlar. Bir tv kanalında yayınlanan ÜSTÜN DÖKMEN hocanın hazırlayıp sunduğu ‘küçük şeyler’ programı buna en güzel örnek. Keşke çoğunluk bu programı izliyor olsa. Peki, bu çözüm mü? Tabiî ki hayır. Psikoloji bilimi ve psikologlar sadece asgari müştereklerde buluşmayı sağlamaya çalışırlar. Bunu başarabilirsek kendimizi mutlu sayabiliriz.
Son tahlilde sorunun çözümü çok zor da değildir. İnsan psikolojisinin çeşitliliği içerisinde mutluluğu yakalayabilmek için herkesi olduğu gibi kabul edeceksin. Aslında etmekte zorundasın. Etmesen eline ne geçer ki! Koca bir hiç. Kavga, gürültü, sıkıntı. İnsanları değiştirmek mümkün olmadığına göre olanla yetineceksin. Dünyanın en büyük sahtekârının, en adi canisinin bile kendisini savunacak mantıklı bir açıklaması vardır. Onun için insan olmak zor, insanla uğraşmak, insanı anlamak daha da zordur.
Keşke ‘insanlar bildiğini etmektense ettiğini bilse’
NOT: başlıkta kullanılan söz merhum ozan MAHSUNİ ŞERİF’e aittir.
ASIM ÖCAL