Doğan açıklamasında; Elektrik enerjisinin vatandaşın kullanımına sunulana kadar en çok enerji dağıtım şirketleri kazanıyor. Bölgemizde yapılan tarım faaliyetlerinde sulama İçin kullanılan enerjideki büyük artış vatandaşın belini bükmüş bu sebepledir sulu tarım faaliyeti gittikçe azalmıştır. Salgın döneminde fakirleşen ticari faaliyet yapamayan vatandaşımız birde tarımsal faaliyetini azaltınca ortaya üretemeyen sadece tüketen toplum çıktı. Bu durumda zaten geçinmekte zorluk çeken halkımızın hayatı çekilmez bir durum aldı.
Son 2 yılda faturadaki "enerji bedelinin yüzde 35 artarken dağıtım bedelinin ise yüzde 53 oranında arttığına dikkati çeken Kenan Doğan "Vatandaşı elektrik değil karartılan elektrik faturaları çarpıyor. Faturalar derhal şeffaflaştırılmalı." değerlendirmesini yaptı.
Dağıtım bedelini EPDK'nin belirlediğine işaret eden Doğan şunları kaydetti:
"Elektrik faturalarında yer alan dağıtım bedeli yalnızca faturanın dağıtımı veya sayacın okunması bedeli değil, elektriğin üretiminden tüketicilere teslimatına kadar oluşan tüm maliyetler bu rakamı oluşturuyor. Dağıtım şirketi yaptığı yatırımın maliyetini de bu bedelin içine koyuyor. Yani elektriğin üretildiği santrallerden vatandaşın evine gelene kadar yapılan tüm yatırım için vatandaş para ödüyor. EPDK’nin bu yıl içinde yayınladığı 3 tarife dikkatle incelendiğinde dağıtım bedellerinin bir miktar düştüğü görülüyor. Ancak faturalarda bir indirim söz konusu değil. Çünkü EPDK dağıtım bedelini düşürürken bu kez enerji bedelini yükseltiyor. Böylelikle vatandaşın ödediği faturanın düşmesi mümkün olmuyor. Korunup kollanan vatandaş değil, enerji şirketleri oluyor. Bu durumu ödediğimiz son 3-4 fatura incelendiğinde daha net görme imkânımız olacaktır. Önümüz kış geçim şartlarındaki bu kadar olumsuzlukların üzerine okul masrafları, ısınma giderleri ve en önemlisi doğal gaz faturaları eklendiğinde daha da çekilmez bir hal alacak olan hayatımızın kolaylaştırılmasına yönelik olarak iktidarın mutlak süratte bir takım önlemler alması gerekmektedir. Ayrıca tüm bunlar vatandaşı canından bezdirirken asıl göz ardı ettiğimiz kesimler emeği ile geçinen, günlük kazancı ile geçinme gayreti içerisinde olan kahvehane, okulların servis ve kantin işletmelerini yapanlar mutlaka bir şekilde desteklenmelidir. Bu bağlamda hayatımız normale dönene kadar Bağkur muafiyeti, vergi ve ödemelerden muaf tutularak gerekirse iş yeri dondurması yapılmalı, varsa aldıkları krediler faiz işletilmeden ertelenmeli hatta faizsiz yeni kredilerle desteklenmelidir.”