VEZİRİAZAMLAR
Büyük Selçuklu imparatorluğunda 23 veziriazamın sadece biri Türk kökenlidir. Anadolu Selçuklu devletinde de durum farklı değildir. 14 veziriazamın sadece biri Türk kökenlidir. Ağırlık İran kökenlilerdedir. Anadolu Selçuklu devletinde bir de Ermeni vardır.
Osmanlıda karşımıza ilginç bir durum çıkar. Osmanlının kuruluş dönemi sayılan 1299-1453 yılları arasında görev alan veziriazamların hemen hepsi Türk kökenlidir. Fakat 1453 yılından sonra devşirme usulü ile gelenler devletin en üst yönetimine hakim olurlar. Osmanlıda 218 veziriazamın sadece 101 i Türk kökenlidir.
Gerek büyük Selçuklu gerekse Anadolu Selçuklu devletlerinde yabancı kökenli veziriazamlar çoğunlukta iken, aynı devletin devamı olan Osmanlı’da yaklaşık 150 yıl yabancı kökenli veziriazamlara görev verilmemesinin sebebi nedir sorusunun cevabı Anadolu Selçuklu devletinin son yıllarında saklıdır.
Bu yıllarda iki önemli olay meydana gelir. Selçuklu sultanı 2. Kılıç Aslan’ın veziriazamı olan ermeni kökenli Hasan Gavras ile Türkmenler arasında bir anlaşmazlık çıkar. 2.Kılıç Aslanın oğlu veliaht Melik şah Türkmenleri destekler. Bunun üzerine veziriazam sultan 2. Kılıç Aslan’ı oğluna karşı kışkırtır. Baba oğul arasında çıkan çatışmada yaklaşık 4 bin Türkmen öldürülür. Hadisenin sorumlusu olarak görülen ermeni vezire bundan dolayı büyük nefret duyulur ve kısa süre sonra görevden alınır. Ve sonra da Türkmenler tarafından öldürülür.
İkinci olay ise Moğolların Anadolu’yu istilası sonrası İran’da kurdukları İlhanlı devletine, Anadolu Selçuklu devletinin bağlanmasından sonra İran asıllı Selçuklu vezirlerin Moğollarla işbirliği yapmalarıdır. Özellikle 1243 yılından sonra Moğollar Selçuklu devletinin içişlerine karışmaya başlayınca İran kökenli yöneticiler arasında Moğollara yaranma yarışı başlamıştır.
Türk toplumu bu gelişmelerden dolayı yabancı vezirlerin ihanetine uğradıklarını düşünürler. Kaldı ki, o yıllarda Karamanoğlu Mehmet Bey’de Türkmenler ile Selçuklunun başkenti Konya’yı zapt edip, sultanı devirip devlet dairelerinde, sarayda ve toplantılarda Türkçe konuşulmasına ilişkin fermanını yayınlaması ve bir nevi Farsçayı yasaklaması bu vezirlerin ihanetine gösterilen tepkiden kaynaklandığı söylenebilir. Bundan dolayı Osmanlı devletinde uzun yıllar yabancı kökenli veziriazamlara sıcak bakılmamıştır. Ta ki 1453 yılına kadar.
ASIM ÖCAL
31-5-2015