Bugün yine acayibim!
Sen yanımdayken karışığım,
Yanımda yokken karmakarışık…
Ne olduğu anlaşılmaz bir moddayım.
Okuyorum, yazıyorum, çalışıyorum…
Yiyorum, içiyorum; ama farkındayım, biliyorum…
Hep bir şeyler kaybediyorum.
Hem kendimden, hem değerlerimden uzaklaşıyorum.
Mutlu muyum, sevinçli miyim, karar veremiyorum.
Kimim, neyim, nereden geldim, nereye, nasıl gideceğim…
Ruhsuz, senaryosuz, dur durak dinlemeden, ilerliyorum menzile…
Afakanlarda, prangalar ayağımda, zorla geçiyorum karanlık dehlizleri…
Yalpalanıyorum, bir sağa bir sola esen rüzgârda…
Nasıl bir gemideyim ki bir türlü rotamı tutturamıyorum,
İlerliyorum gayr-i ihtiyar-i, sensiz, sensiz deryalarda…
Hayallerimi, hülyalarımı ve tabi bir de seni!
Gözlerim geride kalarak!
Evet, bugün acayibim!
Karışık, karmakarışık olarak…
Seni, senle geri de bırakarak!
***
Bazı şeyler bazı şeyleri yapmanıza/ı engel oluyorsa/engelliyorsa, artık o bazı şeyleri derinlemesine düşünmeniz gerekiyor.
Ya yol vereceksiniz, ya kaybolup gideceksiniz.
Tercih sizin!,
***
Televizyon, bilgisayar, cep telefonları ve muhtemel programlar, oyunlar...
Hüsran, yıkım, kaygı, hayallerin yıkılması, aile içi şiddetli geçimsizlik, kin, nefret, üzüntü, keder, stres, depresyon, cinnet, boşanma...
Yetmez mi?
Sevgi, saygı, hürmet, şefkat, merhamet yoksunluğu…
Edepsiz, adapsız, etikten yoksun nadide köşemizde özellikle oturtulan, oturan canavar misafirimizin bize ettikleri, beynimiz, bünyemiz, yüreğimiz ve vicdanımız üzerindeki tamir edilemez etkileri ve sonuçları.
Bizim ve özellikle çocuklarımız üzerinde, faydaları elbette var, peki ya zararları…
Hangisi daha çok?
Kerim BAYDAK