SON DURAK, HAYIFLANMA DURAĞI
Hepimizin hayatında duraklar vardır. İstesek de istemesek de, yol kenarında bizleri bekleyen dinlenme molaları. Ya da araç beklerken durduğumuz yerler.
Bazen duraklarda durup soluklanmak lazım. Bunlar bize sunulmuş armağanlardır, zorlu ve telaşlı yolculuğumuzda. Buralarda toparlanıp yeniden yola devam edebiliyoruz. Ancak eğer molalarımızı kaçıracak olursak, ipin ucu kaçıyor. Dönüp aynı molada dinlenme fırsatını yeniden yakalayamıyoruz. Böylece iş işten geçiyor.
Sonra dönüp arkamıza bakıyoruz. Yaslanacağımız tüm bankları geride bırakmışız. Artık çok yorulmuşuzdur oysa, ayakta duracak dermanımız yoktur. Gövdemizi taşıyamadığımız gibi, kalbimiz de bize ağır gelir.
Galiba tam da böyle oluyor işte. Yaşaya yaşaya, yolculuğumuzda bedeller ödeye ödeye büyütüyoruz kalbimizi. Ve sonra ne oluyor biliyor musunuz? Birileri çıkıp diyor ki size “ Boşver be!” . Evet başta saçma ve anlamsız gelebilir kulağa. Fakat hayat öğretiyor işte, kalbin ne kadar yorulabileceğini. Sonra da yorulma limitini doldurup, gerçekten boş vermemiz gerektiğini… Buna olgunlaşma diyor birileri. Belki de öyledir. Yaşanmışlık veya olgunlaşma. Ancak tüm bunlar olurken, tükeniyoruz çok; biraz da çoğaltarak kendimizi.
Adı tam olarak ne olsun bilemem tabi. Sonuçta herkesin bir adı var bir de kalbi. Kim ne derse öyle olsun. İşte o an, şimdiki aklını alıp geçmişi yaşamak tecrübesi yeniden verilsin istiyorsun. Yaralarını sarmak için ya da tekrar yaralanmamak için. O da imkânsız dilekler arasındaki yerini alıyor tabi.
Sonra hayıflanıyorsun ve bu yetmezmiş gibi; hayıflandığına da hayıflanıyorsun. İşte böyle de ağır yüklü cümleler kuruyorsun. Adı yaşanmışlık oluyor, olgunlaşma oluyor veya sen ne dersen işte… Velhasılı büyüyor kalbin, durakları kaçırınca. Gerçekçi olmayan düşler kurmamayı ve onlara inanmamayı öğreniyorsun. Yıldızları izleyip şiir söylemek yetmiyor sana.
Son durağa geldiğini anlıyorsun. Dinlenecek var.
Nazan Taştan Yapıcı
Instagram : nazantastan1