Hafta sonunu bir şekilde değerlendirerek bir yerlere gitmek, insanı hem rahatlatıyor, hem huzur veriyor, hem de değişik yerler ve insanları tanıma vesilesi olabiliyor. Hele bu beraberinde sevdiğiniz dostlarınız ve arkadaşlarınız olursa değmeyin keyfine.
Bizler de bir grup arkadaş olarak bazı hafta sonlara muhtelif yerlere geziler düzenleyerek, hem stres atıyor, hem birlik, beraberliğin, paylaşımcılığın hazzına varıyoruz.
Yine iki gün önce arkadaşlar olarak Şanlıurfa’nın Harran ovasında bulunun KARAALİ termal kaplıca tesislerine gitme kararı almıştık Bize her konuda maddi manevi desteklerini esirgemeyen kardeşimiz Sayın Hüseyin BAYINDIR hocamızın rehberliğinde hazırlığımıza başladık.
Akşam 56 evler altında bulunan kitap ve kırtasiye esnafı olan Akif Beyaz kardeşimizin dükkanı önünde toplanmıştık.Gelenlerin 20 kişi olacağını düşünmüştük, ancak kiminin işinin çıkması, kiminin işini bırakamaması nedeniyle ancak 10 kişi toplanabildik.Bir çok kişinin gelmeyi çok istemelerine rağmen, özür beyan ederek gelememesiyle, 10 kişi olarak aracımıza yerleştik.
Araçta Adıyaman basınından olan gazeteci, yazar, kameraman, ajans temsilcileri gibi bir çok arkadaşımız bulunuyordu..Başta rehberimiz olan Hüseyin BAYINDIR hocamız olmak üzere, Bilal KARADAĞ, Hakan FURKAN,Eyüp KÜÇÜK, Kemal ÖNER, Mehmet ÇİL, Yılmaz ÇOBAN, Nazım KELEŞ, Kamer ULUCAN, bendeniz Kerim BAYDAK ve asık suratlı, bırakın gülmeyi, tebessüm etmekten bile anlamayan, aciz, robot misali araç şoförümüzle beraber Şanlıurfa’ya doğru yola koyulduk.
Her yolculuk esnasında içim içime sığmaz. Bir hoş olurum. Farklı bir dünyaya gideceğimi, farklı insanlar ve yerler göreceğimi düşünerek, kendimce zevk almaya gayret sarf ederim.Yolculuk esnasında insanı huzur veren, insanın yüreğini okşayan o güzel hitabetleriyle hoşsohbet bir yolculuk yapıyorduk. Arada Nazım KELEŞ ile Mehmet ÇİL kardeşimizin esprilerine Kamer ve özellikle Kemal bey de zaman zaman zaman destekleyince; nasıl Şanlıurfa’yı geçtik, nasıl Harran ovasının o uçsuz bucaksız toprağında ilerledik, farkına bile varamadık.
3 geliş, 3 gidiş olan harika duble yolda yılan misali ilerlerken, Adıyaman’dan bu yana, ufak ufak çiseleyerek, -halk arasında ahmak ıslatan yağmur olarak tabir edilen bir yağmur- bize refakat ediyordu.Bu yağmur, ne tam artarak yağmaya başlıyor ne de tam duruyordu.Şanlıurfa’dan yaklaşık 25-30 km. geçtiğimizde KARAALİ kaplıcaları levhasını görünce; artık termal tesise yaklaştığımızı anladık. Yan yola saptığımızda, duble yoldan ayrılmıştık; ama yine Adıyaman’ın yollarından daha iyi olabilecek asfalt bir yolda ilerliyorduk.
Hüseyin Hocanın Şanlıurfa Harranlı olmasından dolayı, onun için daha faklı bir durum söz konusuydu.Yolda hacdan gelen eniştesi ve ablasının geçeceğimiz ilk köyde olduklarını ve ziyaret edip-etmemizi sorduğunda; gitmemizin ve hayır duası almamızın daha iyi olacağını söyledik.
Harran ovasının uçsuz bucaksız o ovasında, geçeceğimiz yolun üzerinde bulunan Yarımsı köyünde bulunan Hacı İbrahim AKSOY’un evine misafir olduk.Harran’ın Şıhan (Şıhlar) aşiretinin mensubu olan Hacı İbrahim amca, bizlere misafirperverliğin en güzel örneklerini sundular. Gerçketen belki dünyada ender rastlanabilecek misafirlik örneği göstererek izzet-i ikramda kusur etmediler. Aynı zamanda Şıhan aşiretinin ileri gelenlerinin olduğu Yarımsu köyündeki köy odasında, sıcak bir şekilde karşılanmıştık. Bu sıcak içten ve samimim karşılamayı belki başka hiçbir yerde inanın bulamazsınız.Hemen herkesin emre amade, hazır vaziyette bulunduğu bu ziyaretimiz esnasında, candan, samimi, insanı rahatlatan bir hoş sohbet ortamında hal hatır sormalar devam ediyordu.Hacı olan İbrahim AKSOY amcamızın hac ile ilgili içten ve samimi bilgilendirici konuşmaları arasında sadece Şanlıurfa’ya, Harran’a has bir lezzet ve bir damak tadı olan yiyeceklerle baş başa bıraktılar bizi.
…Devam edecek.
Kerim Baydak