Ortalama ömrün en fazla 80 yıl olduğu bir dünyada, neden/nedir bu insanların birbirine yaptıkları bu zulüm, bu işkence, bunca afra tafralar, birbirine tahammül edememeler, birbirini kırmalar, tepeden bakmalar, yardım etmemeleri, destek vermemeleri ve katkıda bulunmamaları... Sonuçta herkesin gideceği yer belli. Belki de birbirini tahammül edemeyenlerin kabirleri yana yana kazılacaktır, kim bilir!. O zaman ne yapacaklar. Bakalım!

***

İnsan, bahçesinde ki Kedi’yi, dağda ki Arslan’la değiştirmez.

***

İnsan, sonradan özür dileyeceği bir şeyi yapmadan önce, hesabını, kitabını iyi yapmalıdır. Yoksa çoğu zaman, özür dilemek bile fayda etmeyebilir. O yüzden her kim, ne söylüyorsa, ne yapıyorsa, çok dikkatli olmalıdır.

***

Bir büyüğümüz vardı, kaçak tütünden cigarayı yakar, ağzında dolandırır dururdu.

"Niye yakmıyorsun?" dediğimizde:

"Cigaraya eziyet ediyorum/ettiriyorum!!" derdi.

Allah rahmet eyleye.

***

Galiba yaşamdaki en güzel şey; kötü olduğunu bildiğin halde, yapma gücün ve kuvvetin olduğu halde, yapmadan geri çekilmek ve Allah`a tevekkül edip teslim olmaktır.

***

Her canlının, özellikle de insanın başından sayılmayacak derecede çok olay gelmiştir/geçmiştir. Bunlardan ne kadarının neden ve nasıl olduğunu, sizin bunda ki hatalarınızı yargıladığınız oldu mu hiç. Bazen kendinizi, bazen başkalarını suçladığınız zamanlar olmuştur. Aslında, ne kendinizi ne de başkalarını suçlamamak f-gerekir. Biraz daha derinlemesine düşünerek orta yolda buluşmak gerekiyor. Olan bitenin muhasebesini yaparak bir bilanço hesabı tutmanız gerekir.

***

Olumsuzluklardan vazgeçerek, olumluları aktive ederek, kendinize bir yol çizmeli, varacağınız bir hedef belirlemeli ve ona göre kendinize bir çeki düzen vermelisiniz. Kaliteli yaşamak, para kazanmak, refah içerisinde bir ömür sürmek için kendinize stratejiler hazırlamalısınız. Malum bir defa da zengin olunmaz, zengin olanları görüyoruz. ( milli piyango, sayısal loto, toto, gibi şans oyunları) Varacağınız hedeflere hangi yolla ve nasıl varacağınızı iyi karar vermeniz gerekiyor.

***

Eksiklerinizi ve aksak giden yönlerinizi iyi tespit etmeniz gerekmektedir. Yoksa başkalarını suçlayarak hiçbir yere varamazsınız, hiçbir menzile ulaşamazsınız. Ancak sonunda sıkıntı, stres, depresyon, cinnet, cinayet, intihar, ölüm… vs. olur.

***

Kimsesizlik ve merhametsizlik zor, hem de çok zor!

Boşanmaların ayyuka çıktığı günümüzde, çocuklar yetiştirme yurtlarına veriliyor.

Anne-baba ayrılığının cezasını, günahsız çocuklar çekiyor.

Bir de madalyonun diğer tarafına bakacak olursak; çocuklar anne babaya bakmıyorlar, bakmak istemiyorlar. Maddiyat olsa da olmasa da, maneviyat olmadığından, ebeveynlere bakılmıyor, bakım evlerine, Darülacezede’lere bırakılıyor, ya da dört duvar arasında yalnızlığa mahkûm ediliyor.

Kanunlar, maneviyat, nasihatler, örf ve adetler, hatır-gönül hiçbiri kar etmiyor. Herkes bildiğini okuyor, bildiği telden çalıyor. Vicdan, merhamet tükenmiş.

***

“Böl, parçala-yut” felsefesi çerçevesinde, küresel emperyalist güç odakları; gerek silahşörleri, gerekse kalemşörleri olan taşeronları vasıtasıyla, hem İslam coğrafyasında, hem de Türkiye üzerinde gizli emellerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bazı zaman dilimlerinde başarılı olmuş gibi görünseler de, bu insanlara kurulan tuzaklarının başarıya ulaşmadığını görüyorlar ve göreceklerdir. Bu da onları daha çok kudurtmaktadır.

***

Bazen insanın harcadıkları, yaptıkları masrafları, sonuçta sahip olduklarını karşılamaz. 1 lira için, 1000 lira harcar. Adamın biri, 1 lirasını köprünün üstündeki çatlağa düşürür. Kırk yıl boyunca oradan geçerken, sürekli yarığa bakarmış, "acaba görebilir miyim?" diye. Bakmış olacağı yok, köprüyü yıktırmış, parasını bulmuş ve tekrar köprüyü yapıp eski haline getirmiş.

***

Şu insanlar çok mu zengin, yoksa biz mi çok fakiriz! Onlar çok mu çalışkan, yoksa biz mi çok tembeliz?

 

Kerim BAYDAK

[email protected]