Sular içerisinde yüzen Adıyaman’ın, mevcut sular üzerindeki barajlarından yeterince faydalanamamasından dolayı, bir türlü sulu tarıma geçememiş, ziraattan gerekli randımanı alamamış ve arzu edilen kaliteyi yakalayamamıştır.

Adıyaman, tarihin bilinen en eski yerleşim yerlerinden biridir. Kent tarihinin M.Ö. 40.000 yıllarına kadar uzandığı bilinmektedir. Bizans, Emevi, Abbasi, Anadolu Selçukluları, Dulkadiroğullan arasında el değiştirmiş ve günümüze kadar gelebilmiştir.
Adıyaman ili, Orta Fırat bölümü içinde yer alır. Adıyaman `in Kuzey kesimi Torosların uzantısı olan Malatya dağları ile çevrilidir
Malatya, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa ve Diyarbakır arasında kaybolan bir il konumundadır. Adıyaman ili, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri arasında köprü vazifesi gören bir şehirdir. Hatta kısmen Akdeniz Bölgesinin iklimsel özelliklerini de taşır. Bu nedenle bitki örtüsü de bu üç bölgenin özelliklerini taşımaktadır.
Güneyi yazları kurak ve sıcak, kışları ılık ve yağışlı, kuzeyi yazları kurak ve serin, kışları yağışlı ve soğuktur. Doğu Anadolu ile Akdeniz Bölgeleri arasında köprü konumunda olan Adıyaman iklimi, bu özelliği dolayısıyla bölgedeki diğer illerden bir takım farklılıklar arz eder.
Adıyaman nüfusunun yaklaşık % 60’lık bir bölümü il ve ilçe merkezlerinde yaşarken, % 40’lık bir kesimi ise köy ve beldelerde yaşamaktadır. Göçlerin çokça yaşanmasının yanı sıra, halkı yılın birçok ayında çalışmak üzere il dışına çıkma mecburiyetinde kalır. Adı ırgat kente çıkan Adıyaman, çoluk-çocuk tüm aile efradıyla, Malatya, Kayseri, Yozgat, Adana, Kahramanmaraş gibi birçok ile giderek çalışmaktadır.
Güneydoğu Anadolu projesi nedeniyle, Atatürk Barajı`nın yapımında Adıyaman il hudutları içinde, Samsat ilçesi ile birlikte, 12 köy ve 46 mezra tamamen sular altında kalmıştır. Bu projeden fazlasıyla etkilenen vatandaşlar, yaşamış olduğu ilçe, köy ve mezraları terk etmek zorunda kalmıştır. Bu da Adıyaman merkeze olan iç göçün hızlanmasına yol açmıştır.
Adıyaman insanının hayatını idame edecekleri en önemli ürünü tütüncülüktü, ancak alternatif ürün için de yeterince bilgi ve beceri sahibi olmayan, ziraatla iştigal etmeye çalışan insanlar, biraz da kolaycılığa, tembelliğe kaçarak, kendilerini geçindirmekte, geleceğini garanti altına almakta tereddütler, sıkıntılar yaşamaya başladılar.
Şimdilerde yavaş da olsa ekonomisi ağırlıklı olarak tarıma, ziraata dayalı olup, özelikle tekstil sektörü yatırımlarında da son zamanlarda sanayileşme eğilimi görülmektedir.
Nar, hurma ve özellikle Bademcilikle Adıyaman ekonomisi canlandırılmaya çalışılıyor.
İstihdamla en yüksek, katma değer yaratacak ve ileri teknoloji gerektiren sektörler öncelikli olarak değerlendirmeye alınarak; Adıyaman’ın gelişmesi ve ilerlemesi için, büyük gayretler ve çabalar harcanmaktadır.
Adıyaman diğer zenginliklerinin yanı sıra, en önemli zenginliklerinden bir tanesi, belki de en önemlisi, yer altı zenginliği olan petroldür. Özel sektör üretimleri ile birlikte, ülkemiz ham petrolünün % 30’a yakını Adıyaman bölgesinde üretilmektedir.
Gelişmişlik düzeyi yüksek olan iller arasında hapsolmuştur âdeta.
Ancak aynı oranda yatırımlardan ve teşviklerden yeterince faydalanıyor mu derseniz?
İşte o cevaplanması gereken zor bir soru.
Son zamanlarda sahibi olduğu mevcut, tarihi, turistik, inanç değerlerini tanıtım atağına çıkma telâşında. Bunu da başarmış görünüyor.
Çünkü Adıyaman Valisi Sayın Mahmut DEMİRTAŞ ve ekibi tarafından yukarıya doğru çok güzel bir ivme yakalanmış durumda.
Adıyaman’ın Ankara tanıtım günleri, Kitap ve Üniversite tanıtım günleri, yakın bir zamanda da yapılacak olan İstanbul tanıtım günleri gibi birçok organizasyonla, kabuğunu kırarak kendini ispat etmektedir.
 
 
Kerim BAYDAK