Havaların ısınmasıyla beraber, motosikletler trafiğe çıkmaya başladı. Bununla beraber trafik kazaları da artmaya başladı. Belli zamanlarda birçoğu gibi ben de motorumu çıkarıp biniyorum. Ancak bazıları var ki, her zaman olduğu gibi motosikletlerini çevreye rahatsız edecek şekilde kullanmaya başladılar. Bunlardan mustarip olduğumu, rahatlıkla söyleyebilirim.
Özellikle şehrin can damarı olan ana yollar üzerinde, akla-hayale gelemeyecek, motor sesiyle ses kirliliğine, yapılan hareketlerle görüntü kirliliğine sebep oluyorlar. Daha çok sessiz ve sakin saatleri, trafik akışkanlığının en az olduğu, ekiplerin bulunmayabileceği gece saatlerinde ortaya çıkan bu motor magandaları, insanların tepkisine, nahoş sözler sarf etmelerine sebep oluyorlar. Trafiğe çıkması sakıncalı olan ya da trafiğe çıkması için gerekli evrakları eksik olan motosikletlerle birbirleriyle yarıştıkları yollarda diğer sürücülere zor anlar yaşatmaktadırlar. Kaportasının insan bedeni olduğu, motor dışındaki sürücülerin motorları ve kullanıcılarını kaile almadıklarını da düşündüğümüzde, meydana gelebilecek olası bir kazanın ölümlü olması kaçınılmaz olmaktadır. Ehliyetsiz, plakasız, kasksız sürüşler, sürücü eğitimsizliğiyle birleşince; hem sürücüler canlarından olabilmekte ya da sakat kalabilmekteler, hem kazalara karışanların başlarını belâya sokabilmekteler, hem anne babaların yüreklerine ateş düşürmekte ve bütçelerine ekstra yükler getirmekteler.
Emniyet Müdürlüğü, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü Polis Ekipleri tarafından yapılan uygulamalar ve denetimler sonucunda uygunsuz motorlar toplanmaktadır; ancak yine de trafikte uygun olmayan, motosikletler her gücen gün daha da artmaktadır. Titiz ve düzenli yapılan denetimler sonucunda, çok eski olan motorlar ve mobiletler trafikte azaldı; ancak bir süre sonra yerine sıfır kilometre olan farklı marka ve modellerde motorlar almaya başladı.
Trafiğe çıkması sakıncalı bir motorun trafikten men edilmesi demek, yaklaşık bir motor parasının heba olması demektir. Motor kullanıcıların bir kısmının ekmek alacak parası olmazken, ne yapıp-edip benzin alıyor ve kullandıkları motorla; hem kendi, hem de başkalarının canlarını tehlikeye atıyorlar. Geriye kalan enkazın temizlenmesi ve meydana gelen yaraların sarılması, çoğu zaman üzüntü, keder, iki tarafın zarar-ziyanın karşılanması da anne ve babalarına kalmaktadır.
Motor sevdası yüzünden anne-babalarına neler çektirdiklerini çevremizdeki insanlardan görebiliyoruz. Motor almadıkları, benzin parası vermedikleri için anne-babasıyla, tartışan, kavga eden, hatta vuran, yaralayan, anne-babaya yüz çevirip, sırtını dönüp, evi terk eden çok gençlerimiz var. Yiyeceğinden, içeceğinden hatta giyiminden vazgeçerek, elinde avucunda ne varsa, çalışıp kazandığı para varsa, bir şekilde elde ettiği gayrimeşru paraları varsa, bu motor sahibi olma ve binme, hava atma, belasını bulma,(J) ailesine sıkıntı olma uğruna motora binmektedir.
Motor sevdasına yakalanan gençler, iş yapmaktan, çalışmaktan da soğumaktadırlar. Her an tüm benlikleriyle bir hastalık haline dönüşmüş motor tutkusu yüzünden, çoğu zaman aylak aylak orada-burada dolanmaktadırlar.
Benzin parası bulmakta zorlanan bu kişiler, bir şekilde sahip oldukları trafiğe uygun olmayan motorlarla yola çıktıklarında hem kendilerini hem diğer sürücülerin hayatlarını tehlikeye atıyorlar. Meskûn mahallerde yapmış oldukları tehlikeli hareketler ve motor manevralarıyla, araçları yersiz ve zamansız sollayıp, sağlayıp gitmekte, trafik işaretlerine uymayarak trafiği alt üst edebiliyorlar. Uyarmaya kalsanız, alacağınız cevap aşağı yukarı bellidir. Çünkü kendine saygı olmayanın, başkasına asla saygıyı olmaz. Söylediğinize bin pişman olarak, verip veriştirirsiniz, kendisine, ailesine, bilmem nesine…
Bu zihniyete mensup birçok motor sahibi, trafik ekiplerin cezai müeyyideler uygulandığında; tartışarak kavga ederek, işi motor yakmaya kadar ileri götürebiliyorlar. Bu yetmezmiş gibi, devlete, trafikçilere olmadık sözler sarf ederler; ama unuttukları bir şey var. Evrakları tamam olan hiç kimseye trafik ekipleri ceza yazmaz. Bunu böyle bilmek gerek.
Burada suçlu aramak mı lazım, suça teşvik sebebi olan nedenleri bulmak mı lazım, yoksa motor sürücülerini köklü bir eğitimden geçirmek mi lazım…?
Bir yerlerde hatalar yapıldığı muhakkak.
Bir şeylerin ters gittiği gün gibi aşikar… Devam edecek.
Bir sonraki yazımızda, motorcuların ana yollarda yaptıkları ve neden bu kadar çabuk motorlara sahip olabildikleriyle ilgili olacaktır.
Kerim BAYDAK