Hafta sonu bir yerlere gitmek gibisi yoktur. İşten güçten, bir an olsun, soyutlanmak, belki sessiz, tenha bir yerlerde kafa dinlemek ve deşarj olmak iyi gelir çoğu zaman. İster ziyaret olsun, ister ticaret olsun, isterse davete icabet olsun, hiç fark etmez. Biz de 2017 yılının ilk hafta sonunu değerlendirmek, arkadaşlarla birkaç ziyaret yapmak amacıyla Malatya’ya gitmek istedik. Her ne kadar mevsim kış olsa da güneşli havayı fırsat bilerek, kadim dostlarımız Yazar Bilal KARADAĞ ve Ressam ve yazar Necip AYDIN ile yola düştük. Çelikhan’ a doğru yaklaştıkça, dağlar artarak beyazlaşmaya başlıyordu. Bir an için, yeni yoldan gidip-gitmemekte kararsız kaldık. Malum mevsim kış olunca, buzlanan yolda, mahsur kalma, kaza yapabilme endişesi vardı. Bilal beyin şoförlüğünde ki özgüvenle “Ya Allah, Bismillah!” diyerek, yeni yola girdik. Peyderpey güneş görmeyen kısımlarda buzlanma olsa da genellikle yol açıktı, fena değildi yani. Güneşli bir gün olmasına rağmen, mevsimsel özelliğinden dolayı, hava bir hayli sert ve soğuktu. Ee tabi kar’lı bir yoldan geçilir de kar’ la biraz zaman geçirmek, hele fotoğraf çektirmemek olmazdı. Müsait bir yerde durarak, yolu, yerleri, dağları bembeyaz bir örtü gibi kaplayan kar üzerinde, yeterince vakit geçirdik, tabi anı fotoğraflamakta kısmet oldu.
Belki o yolu kullanmayabilirdik, ancak Malatya girişi, Gündüz Bey’de Kır lokantası açmış olan Dostumuz Bekir ÖZFURUNCU kardeşimizin ve damadının yerine uğramak niyetindeydik.
Öyle de yaptık. Gündüzbey girişinde, yolun sol tarafında, Arcapınar mevki, Derme deresi kenarında ki mevcut ağaçların arasından geçerek, “Su Sesi Restoran”ta varıyoruz. Tamamen doğal mağaraların değerlendirildiği, taşlardan düzenlenmiş bir yapıyla karşılaşıyoruz. Önce daracık bir kapıdan içeri giriyoruz. Bambaşka bir dünyanın içerisine girmiş gibi hissediyorsunuz kendimizi. Girer girmez içinizi fevkalade bir huzur kaplıyor. Doğal olan bir çeşme dikkatimizi çekti. Normalde sular soğuk iken, bu su ılıktı. Derler ya, “yazın soğuk, kışın ılık olan su, kaliteli bir sudur” Bir de ilk girişte, ilk girizgâh mıdır, şiire verilen ayak mıdır bilinmez; ama “Güzellikler güzeller içindir, Ne mutlu güzelliği arayana, Bulana, yaşayana ve paylaşana...” gibi güzel dizeler gözümüze çarpıyor. Huzur bulmak, kafa dinlemek ve aynı zamanda da hem nefsini, hem gönlünü, hem de mideni doyuracak serpme kahvaltısı ile harika bir zaman geçirdik. Temiz, huzurlu ve doğayla iç içe olan mekan, otantik görüntüsü ve labirent şeklinde, altlı-üstlü birbiriyle girift olmuş, ahşaptan dizayn edilmiş kamelyalarda ( onlar köşk diye adlandırmışlar) organik ve natürel çeşitli ürünlerle kahvaltımızı yaptık. Kahvaltı, mükemmel, dostlar mükemmel, atmosfer mükemmel, tabi personelin hizmeti ve gülen yüzleri de mükemmel olunca; değmeyin keyfine! Hangisinden başlayacağımıza karar veremediğimiz kahvaltı çeşitlerinden, tabiri caizse tıka basa karnımızı doyurduk. Herhalde bu kahvaltıyla uzun bir süre karnımız acıkmayacaktı. Gerçekten yolu Adıyaman Çelikhan tarafından Malatya’ya düşenlerin, kesinlikle uğrayıp kahvaltı yapmaları gereken bir mekân, en azından o dingin ev ortamında bir çay içmeleri gereken bir tesis diye düşünüyorum. “Fiyatlar yüksektir” diye de sakın çekinmeyin. Fiyatlar gayet makul.
Su Sesi Kır Lokantasının bulunduğu Evren Mahallesi, Arcapınar Mevkii, Su Sesi Tesisleri No: 48 Gündüzbey – Yeşilyurt / Malatya ‘da ki mekânda, gözümüzün, gönlümüzün, midemizin yaptığı o harikulade kahvaltı bayramından sonra, Malatya’ya giriş yapıyoruz.
Malatya gidilir de Erdem Abimizi (Ağabeyimizi) görmemek olmazdı. Erdem Abi kim diyeceksiniz! Erdem abimiz, yani Mehmet ERDEM. Erdem abimiz, hemşerimiz, köylümüz, akrabamız, liseden Öğretmenimiz, Müdürümüz, Adıyaman’ımıza bir dönem Belediye Başkanlığı yapmış, Adıyamanlıların teveccühünü kazanmış, ancak bir türlü kendisinden faydalanılamamış, tabiri caizse ellerinin arasından kayıp gitmesine seyirci kalmış, sahiplenenmiş, mazbut kişiliği, dürüstlük sembolü olan bir abimiz. (Ağabeyimiz, tanıyanlar Erdem Abi derler) Belki içinde bulunduğu şartlarda memlekete en çok faydası olan, eli öpülesi bir büyüğümüz. Ancak bir türlü sahip olamadığımız Erdem abimize, bugün Malatyalılar sahip çıkmış durumda. Makamında ziyaret ederek, bir çayını içtiğimiz Mehmet ERDEM Ağabeyimizden izin isteyip, diğer ziyaretlerimize başladık.
“Gönül ne çay ister, ne çayhane, gönül bir sohbet ister, çay bahane!” babından Malatya’nın Televizyonlarından Anadolu Vuslat Televizyonuna uğrayarak, bir çay refakatinde sohbet ve hasbihâl ettik.
Yine Malatya’nın internet haber sitelerinden olan, yani bizlerin de köşe yazarlığını yaptığı “Pusula Malatya” haber sitesinin sahibesi Emine TANRIKULU kardeşimizin bizlere refakat etmesi, ayrıca bir sevinç kaynağımız oldu. Pazar günü tatilinden feragat ederek, misafirperverlik örneği sergilemesi, bizleri mutlu ve memnun etti. Malatya’nın önemli yerlerinden olan Yeşil Elma’da ikramda bulunduğu Salep için kendilerine teşekkür ederek, günümü tamamlamış oluyorduk. Gösterdikleri misafirperverlikte ki kadirşinaslığından dolayı Emine kardeşimize teşekkür ederek, Adıyaman’a dönüşe başladık. Niyetimiz yine Malatya’nın haber sitelerinden olan “Malatya Sürmanşet” haber sitesi sahibi olan Resul ÖZBEY kardeşimizi de ziyaret etmekti, ancak zamanımız yetmemişti, inşallah başka bir sefere Resul kardeşimizi de ziyaret ederek, hasbihalde bulunuruz.
Kerim BAYDAK