En başta şunu söyleyeyim, ben Tarım Bakanıyım diye dolaşan zat, tarımın T esinden anlıyorsa ben de ARABIM. Kepek bulamıyoruz diye yakınan besiciye, siz de kepek ekin diyen badem bıyıklı kişiden Tarım Bakanı olmaz, olamaz.

Bugün uzun, uzun Tarımdan Haber kanalında ziraat mühendisi, Tarım yazarı FAİK TOY beyi dinledim. Sahada olan biri olarak tarımdaki talanı bildiğimi sanıyordum ama meğer daha neler varmış. Birine anlatır gibi tane, tane anlatayım.

Bu yıl ülkemizde 42 ilde yaşanan kuraklıktan dolayı tarım ürünlerinde büyük bir rekolte düşüşü yaşadık. Pandemi nedeniyle Dünya genelinde gıda ürünlerine talep artınca rekolte düşüklüğünü daha fazla hissettik. Önümüzdeki süreçte ihtiyaçlarımızı giderebilmek için 15 milyon ton buğday ithalatı yapacağız. Bu nedenle toprak mahsulleri ofisi (TMO) zaman, zaman ihale açıyor, Buraya kadar normal.

Gelelim anormal tarafına: un fabrikaları da olan bir firma TMO nin ihalesine girerek dışarıdan 4750 TL. Den buğday ithal ediyor ve TMO ya satıyor. Aynı firma TMO den un fabrikası için buğday talep ediyor ve 2650 TL. den buğday alıyor. Yani firma TMO ne 4750 TL buğday satıyor, aynı firma TMO den2650 TL. Ye buğday alıyor. Aradaki fark 2100 TL. Sizce bu normal mi?

Önceden bir slogan vardı, ‘Ofis Çiftçinin Dostudur’ denirdi. Günümüzde bu slogan Ofis Çiftçinin Düşmanı olarak değişti. Devlet kuraklığı, pandemiyi gördüğü halde piyasanın altında fiyat açıkladığı için çiftçi, ofise mal vermedi. Oysa ofis oluşan piyasa fiyatlarından alım yapsa idi bugün bu zararı etmeyecekti ve ekmek fiyatlarını düşük tutabilmek adına yaptığı sanayici sübvansiyonunda eli daha güçlü olacaktı. Bunu ben görüyorum, sanayici biliyor, devlet sadece seyrediyor.

Ben kibarlık edip başlığa tarımda takla dedim, siz talan diyebilirsiniz, yine de siz bilirsiniz.

ASIM ÖCAL

02.12.2021