Bir köydeyiz!
Tütün saplamasına yardım ediyoruz.
Hava sıcak, her taraf tütün kokuyor.
Bize biraz değişik, ilginç ve zevkli gibi gelse de onlar gerçekten bitkinler, çok yorgun görünüyorlar.
Köyde herkes aynı durumda, çalışmasalar aç kalacaklar.
Yıllık nafakalarını bu tütüncülük yapmakla kazanıyorlar.
Herkes çalışmak zorunda!
Kadın, erkek çocuk, yaşlı, genç, herkese illa ki bir iş olabiliyor.
Gözleri görmeyen yaşlı teyze bile oturmuş, tütün saplıyor.
Yılların vermiş bir tecrübeyle, yardımsız, görüyor gibi şişlere tütün saplayabiliyor.
Sabahın 04'de kalkıyorlar, tütün tarlasına gidiyorlar, öğle vaktine kadar toplayıp çuvallara koyuyorlar.
Yemek yiyip, tütün saplamaya, iplere çekmeye başlıyorlar.
Bu işlemler, sulu tütün için geçerli.
Eğer Ege tütünü ise, getirilen tütün makinelerle yapılıyor.
İnce uzun filelere, kompresör yardımıyla doldurulan tütünler, kurutmaya bırakılıyor.
İskelelere asılan tütünler, iyice kuruduktan sonra, bu defa kuru bir yerde muhafaza ediliyor.
Tüm bu işler yapılırken, bir bakıyorsunuz gece saat 11, 12'leri bulmuş.
Gece yarısını geçince, ancak uyuyabiliyorlar.
Saat 4 oldu mu, yine kalkma, yine tütün kırımı, toplanması ve yine saplama, iplere çekme, yine iskeleye asma…
Durmak yok yani.
İnsanlar, ya bunu yapacak, ya da ırgata çevre illere gidecek, başkalarına çalışacak.
Para kazanmak, onlar için zor yani.
İş çok, uyku yok, yorgunluğun da haddi hesabı hiç yok.
Bazen çocuklar, kadınlar oturdukları yerde uyuyakalıyorlar.
Yemek yiyecek zamanları bile olmuyor, uyku âdeta gözlerinden akıyor, çok hareketlilikten zayıf ve cılız kalıyorlar.
Yine de hallerinden memnunlar, en azından çoluk-çocuk ailece iç içeler, çalışıyorlar.
Hallerinden memnunlar, memnun olmak zorundalar, başka çareleri yok.
Bazen, çocukları isyan ediyorlar.
Bazı gençler, kaçmanın yollarını arıyorlar.
Bazıları, okulun dört gözle açılışını bekliyorlar.
Çok çalışıp, üniversite okuyup, bir işe girip, bu rezillikten, bu köy yaşamından kurtulmaya can atıyorlar.
Yani onlar için, hayat zor, ama başka çareleri yok.
Çok çalışıp iyi yerlere gelenler oluyor şüphesiz.
Bir günlük de olsa, biz o günkü - bize zevkli, ilginç geliyor- işi bitirip dönüyoruz, onlar yapmaya devam ediyorlar, gönülsüz ve isteksiz de olsa.
Yılda belki bir ay rahat ediyorlar, sonrasında yine aynı şeyleri tekrarlıyorlar.
Çünkü, başka çareleri yok.
Çünkü, çocuklarını okutmak, evlendirmek, yuva sahibi yapmak buna bağlı.
Çünkü, başka alternatif ürünleri yok.
Çünkü, kaderleriyle baş başa bırakılmışlar.
Çünkü, devlet tütün ekimini yasaklamış, ancak kaldırdıkları tütünleri şirketlere satabiliyorlar.
Çünkü, Amerika sigaraları alınıp, onların tütünleri görülmüyor.
Zor iş vesselam, çok zor.
Kerim BAYDAK