Her şeye benziyoruz da bir insana benzeyemedik.
Her şey olabiliyoruz da asla bir insan olamıyoruz.
İnsan olmak ne kadar da zormuş bu devirde.
***
Hep başkalarının bize yaptıklarını bakıyor ve ona göre gardımızı alıyoruz.
Bir kez de bizim yaptıklarımızı gözümüzün önüne getirsek de, gardını alanlara hak versek.
Bugün bana, yarın sana!..
Ya öbür gün!
Ona da Allah Kerim!
***
İnsansın, elbette bir yola girersin ve o yolda ilerlersin.
O yolda sana refakat edenler, yol arkadaşların çok önemlidir.
İyi-kötü, doğru-yanlış, onlarca yol arkadaşın vardır.
İyi olunca sorun olmaz belki, ama kötü arkadaşın varsa, vay haline!
Farkına varır, belki bir çırpıda kurtulmak istersin, ama mümkün değil!
Olanlar olmuştur.
Kaybettiklerin hem zamanın, hem ömrün, hem hayallerin, hem arkadaşların, dostların olmuştur.
Sana kalansa, sadece kırgınlık, kızgınlık ve yalnızlıktır.
O yüzden bir yola girerken, yola gideceklere iyi karar vermelisiniz.
***
Sabahtan akşama kadar, yapılanların başında dedikodu geliyor.
İki ve daha fazla kişi toplandı mı başlıyor dedikodu.
Neyin dedikodusudur derseniz!
En başta siyaset, sonra şüphesiz futbol dedikodusu tabi ki!
Bizim insanımız oturduğu yerden hemen hükümet kurar, hükümet yıkar, bakan, başbakan atar…
Oturduğu yerden takım kurar, antrenör atar ya da gönderir, kimin ne olduğunu şapadanak bilir, anlar, yönlendirir.
Karnı aç, farkında değil; ama maşallah Ankara’nın, maçların işlerini yola koymaya gayret eder.
Şöyle oldu, böyle oldu, şu şunu dedi… gibisinden anlamsız ve mesnetsiz tartışmalar…
Yabancılar gider gideceği yere, bizimkiler tam tersine.
Arabada, trende, vapurda, hatta yolda giderken, bir parkta otururken, söyler misiniz, kaç kişi dedikodu yapmadan, kalp kırmadan, dostlukları ve arkadaşlıkları zedelemeden rahatça oturuyor.
Hele telefonuna bakarak, boş zaman geçirenleri söylemiyorum bile!
Kerim BAYDAK