İnsanımız galiba her şeyi yanlış anlıyor.
Etkililer ve yetkililer “dışarıya çıkmayın!” diyor, sanırım onlar “çıkın” şeklinde algılıyorlar.
“Sosyal mesafe” denen şey, havada kalıyor.
Maske takılmasına bile uyulmuyor.
Kesilen cezalar bile caydırıcı olmuyor.
“İlla da ölmek istiyoruz!” diye çabalıyorlar sanki!
Yoksa bu kadar inat niye!
*
Uzmanlar, yetkililer, “Dışarıya çıkmayın!” diyorlarsa, elbette bir bildikleri var.
Dinen bile kul hakkına giriyorlar, farkında değiller.
Hadi kendine acımıyorsun, “illa da öleceğim!” diyorsun, anladık da başkalarını neden riske atıyorsun?
Asırlardır Kâbe, Camiler kapatılmayıp, şimdi yasaklanmışsa; elbette iş ciddi demektir.
Taziyelere gidilemiyorsa…
İnsanlar bir araya gelemiyorsa…
Anne, baba, çocuklar, sevenler birbirinden ayrı kalıyorsa…
Artık işin ciddiyetine varın, anlayın lütfen!
*
Şu virüs bizleri hastalık hastası, panik atak, kuşkulu ve şüpheci yaptı.
Tokalaşmaktan, kucaklaşmaktan, çekiniyorsun!
Yanında, hapşıran, öksüren, aksırandan korkuyorsun!
Enfekte olandan, izole olandan, yoğun bakımdan kurtulandan, iyileşenden bile uzak kalmaya çalışıyorsun!
Annen, baban, çocuğun, yani en sevdiğin de olsa, sosyal mesafeli davranmaya, göz göze gelmemeye çalışıyor, tensel temastan kaçıyorsun!
Her şey insan için olunca, katlanıyorsun!
Tabi sonuçta sevdiklerin sağlığı ve ölümü olunca, mecbur kalıyorsun!
Doğrusu da bu!
*
Korona virüsü evde kalmaya zorlayınca, hiç de istenmeyen alışkanlıklar ortaya çıktı.
Özellikle yaşılar ve çocuklar uyumda zorlanıyor.
Yaşlılar dışarıya çıkamıyor, psikolojik travmalar yaşıyorlar.
Çocuklar çıkamıyor, internet kolik, telefon kolik ve oyun kolik oldular.
Ne yaşlılara, ne de çocuklara söz geçirilemiyor.
*
“Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!” diyorlar.
Hani olanları görünce, hiç de haksız değiller.
Nereye kadar devam edecek, tamamen bir muamma!
Ne ilâcı bulunuyor, ne de aşısı!
En azından “kısa vadede zor” deniliyor.
Karamsar söylemler, umutsuz vakalar…
Galiba şimdiye kadar yapıldığı gibi, evde kalmak, maske takmak, sosyal mesafeye uymak…
Yani dikkatli olun, uyumlu olun, evde kalın, dışarıda çıkmaya mecbur kalmadıkça, hayatınızın çoğunu evde geçirmeye çalışın.
Gençler ve yaşlılar, inatlaşmadan kontrollü bir yaşam sürmek zorundayız.
Kerim BAYDAK