Girmişsen uzun, ince, zahmetli veya rahmetli bir yola.

Bir yanın karanlıkken, şüphesiz diğer yanın aydınlık.

Tercih senin artık; ya karanlık, ya aydınlık!

Vermelisin artık bir karar, haydi bakalım!

Geç olmadan, rastgele!..

***

Gök suyla doldu.

Arz suya doydu.

İstenen bu muydu?

Rahmet mi?

Zahmet mi?

Azamet mi?

Karar ver hadi!

Hangisi?

***

Her köşe başında birileri pusu kurmuş gibi!

Gıdısının gıdısının bilmem hangi gıdısıymış!

Vay be!

***

Bir arkadaşla yemek arasında görüşeceğiz.

Tabi her zaman ki yerinde dürümünü yiyor.

Yanına varınca, refakat etme babında, bir ayran içiyorum.

İçeriye tanıdığı bir genç giriyor.

Hani şu pantolonu birçok yeri yırtık olan gençlerden!

Arkadaş “pantolonunu kedi mi cırmaladı” diyor.

Bir an, ne olduğunu anlayamayıp, şaşıran genç; “Yok!” dedi.

Sonra toparlandı, “niye, ne oldu ki amca!” dedi.

Pantolonun yırtılmış, paran yoksa bir tane alalım!” dedi.

“Yok, amca moda!” dedi.

“Ben de yırtsam moda olur mu?” dedim.

Hemen devreye kebap ustası girdi.

“Gençler, gençlik işte!” dedi,

Evet, gençler, gençlik, ah vah gençlik ah!

Daha neler göreceğiz.

Kerim BAYDAK

[email protected]