İnsan bazen içinde bulunduğu zamana ve mekâna bir anlam veremiyor.
Hele söylenenlere ve yapılanlara hiç anlam veremiyor.
Kendini soyutlamaya çalışarak, kimi zaman içine kapanıyor insan…
İçindekileri dışarıya vuramıyor.
Yani içi, dışına yansımıyor.
Nerede olduğuna, neler yaptığının farkında olamazken…
Kimi zaman, ırmak misali akıyor da akıyorken…
Kimi zaman, önüne ne gelirse alıp gidiyorken…
Kimi zaman, bir çağlayan misali çağladıkça çağlıyor.
Kimi zaman da bir göl misali durgunlaşıyor, durağanlaşıyor.
İşte, o en tehlikelisidir, bilir misiniz?
*
İster içine kapan, ister çağlayanlar gibi çağla, isterse göl misali durağan ol…
Her ne olursan ol, illa ki bir şeyler sende değişikliklere sebep oluyordur.
Yaşananlar mı dersiniz, yoksa yaşanamayanlar mı dersiniz?
Nasıl ve ne şekilde buralara geldiniz?
Nerelerden geçerek, hangi merhalelerden atlayarak buralara geldiniz?
Bulunduğunuz yerin, mevkiin, hiç özeleştirisini yaptınız mı?
Derinlemesine bir düşünceye dalarak…
Yaşantınızın muhasebesini, hiç yaptınız mı?..
*
Çoğu zaman, sayısız sorulara cevap verme gereksinimi doğuyor.
Cevaplar bulmaya çalışırken, benliğinizin de farkına varıyorsunuz!
Çok hızlı bir şekilde kendinizi yeniliyorsunuz,
Bu yenilenmeye o kadar çok sebep ve neden var ki…
Sizi bu kadar hızlı gelişim ve değişime iten sebepler yok mudur acaba?
Hiç düşündünüz mü?
*
Biz kimiz?
Bu hayatın neresinde yar alıyoruz?
Görevlerimiz nedir, neyi yapmakla görevlendirildik?
Neden bu kadar renkten renge, kılıftan kılıfa giriyoruz?
Neler kazanıyoruz?
Neler kaybediyoruz?
Nasıl değişiyoruz?
Neden ve niçin değişiyoruz?
Tüm bunları yaparken, neler kaybediyoruz?
Hangi zorluklarla baş başa kalıyoruz?
Hangi zaaflarla, hangi ödünler veriyoruz?
Kendimiz için mi, yoksa başkaları için mi yaşıyoruz?
Sorular, sorular…
Cevap vermekte zorlandığımız,
Cevap vermeye kendimizi zorunlu hissettiğimiz ve zorladığımız…
Kimi zaman başkaları bizi bir hiç gibi görürken,
Kimi zaman da başkaları gözümüzde bir hiç olabilmektedir.
Hâlbuki biz, biz gibi davranabilsek, gerçek özümüze dönebilsek…
Varlık nedenimizi bir sorgulayabilsek,
Bu çağlayanlar gibi boşa çağlamayacak,
Bu göller gibi durağanlaşıp, kirlenmeyeceğiz.
Rabbilaleminin bizleri bahşettiği ömür nispetinde…
Belli bir çizgide yolumuza devam edecek olursak…
Özlenen, beklenen yere doğru kıvamında yol alacağız.
Yeter ki inanın buna.
Kerim BAYDAK