Yüce Allah’a Hamd-ü Sena’lar olsun ki bizleri insan olarak yarattı.
Bizleri bin bir çeşit nimetlerle donattı.
Dünyanın bütün nimetlerini emrimize verdi.
İnsanın yaşaması için, son derece önemli olan mevsimler, aylar, haftalar, günler, hava, nefes ve daha birçok şey verdi.
Bize düşen, istifade etmemize sunulmuş olan bu sonsuz nimetlere karşı, sadece hamd etmek, ona olan şükrümüzü eda etmektir.
Her türlü nimet ve varlık birbirinden faklı olduğu gibi, mevsimler, günler de çok farklı özellikler, güzellikleri arz etmektedir.
Bu güzelliklerin en önemli zaman dilimi ve bölümü olan Ramazan ayıdır.
Ramazan ayına rastlayanlar ve Ramazan orucunu tutanlar, son derece şanslı ve bahtiyarlar.
Ramazan ayına güzelleştiren, sonsuz bir anlam ve mana yükleyen, simgesi, nişanı da şüphe yok ki Oruç ve içinde barındırdığı bin aydan hayırlı olan Kadir gecesidir.
Kuran’ı Kerim’in indirildiği bu mübarek ay ve içindeki gece münasebetiyle; insanlara sonsöz bir manevi haz, iyileştirici mükemmel bir ilâç-merhem vazifesi görmektedir.
İnsanın sağlıklı, sıhhatli, moralli, anlayışlı, vicdanlı, merhametli olmak gibi birçok alanda da olumlu bir etki yapmakta ve tesiri bulunmaktadır.
Her şeyden önemlisi, bir iç huzurun yaşanmasına, samimi hesaplaşmalara ve insanın kendini özeleştirilere tabi tutmasına vesile olmaktadır.
Bu ay da insan, sıklıkla ve çok yoğun bir şekilde kendisiyle, vicdanıyla, kendini yaratan rabbiyle baş başa kalır.
İnsan, kendini sorgular, tartar, biçer, kim olduğunu, ne yaptığını ve nerede olduğunu sorgular.
Yanlışlarının ne olduğunu nerede, nasıl bir hataya düştüğünü düşünme zamanı bulur.
Fazlalıklarında kurtulma, eksikliklerini tamamlama yollarını arar, güzel yanlarını çoğaltıp, çirkin yanlarından arınmak için çalışır.
Daha emin ve güvenilir bir limana ulaşabilmek için, dingin bir yolculuğa çıkar, huzur limanına demir atabilmenin çabasına girişir.
Bu ayın manevi atmosferinde, ilahi havayı teneffüs etmenin hazzını, huzurunu, mutluluğunu anahtarını bulmuş olarak, ebediyet ve ubudiyet kapılarını açar.
Dargınlıkları bitirir, kendisiyle, toplumla barışık yaşamaya niyet eder.
Ramazan ayı boyunca, maneviyatı güçlü, zinde ve devamlı tutmak adına; iyimser, affedici, yardımsever, paylaşımcı, hoşgörü, saygı, sevgi, hürmet gibi değerlerin hakkını daha fazla vermek için, büyük gayret ve çaba sarf eder.
Kin, nefret, kıskançlık, korku, endişe, düşmanlık, garez, hasetlik, öfke, kin… gibi duygulardan mümkün olduğu kadar uzak durmaya, terk etmeye çalışır.
İşte Ramazan ayının ve Oruçlu olmanın böyle güzellikleri mevcuttur.
Bu aya ulaşan kişi, ne kadar bahtiyar bir kişidir.
Bu aya erişen kişi, ne kadar şanlı bir kişidir.
Ne mutlu bu aya erişenlere.
Orucunu bihakkın tutanlara ve tuttukları Orucun gereklerini yerine getirenlere!
Ne mutlu, “ben Oruç tutuyorum, inşallah Oruç da beni tutar” diyenlere!
Kerim BAYDAK