İnsanız, canlıyız, öyle böyle yaşıyoruz işte.

İyi de olabiliyoruz, kötü de olabiliyoruz.

Doğru da yapabiliyoruz, yanlış da yapabiliyoruz.

Olumlu da düşünebiliyoruz, olumsuz da düşünebiliyoruz.

Aslolan, her şeye ne kadar hazırlıklı olup olmadığımızdır, verileni ne kadar taşıyıp taşıyamadığımızdır

Öyle anlar oluyor ki aldığımız bir habere, aldığımız bir müjdeye, söylenen herhangi bir söze, yapılan herhangi bir eyleme aşırı tepki verebiliyoruz.

Bu tepki neticesinde, kimi zaman sıkıntılar yaşayabiliyoruz.

Sevinçler veya sıkıntılar yaşamamızda, sosyal medyanın rolü büyük olmaktadır.

Artık insanlar her konuda ki bilgi, birikim, tecrübe, iyi, kötü, tüm duygu, düşünce ve davranışlarını sosyal medyada paylaşıyorlar.

Yüz yüze, telefonla verilen haber şekilleri, bir tıkla sosyal medya da her yere, her kişiye, yer, zaman ve mekân tanımaksızın aynı anda ulaştırılabiliyor.

Şen şakrak, sevinçli olan ruh hailiniz, bir an da yerini, keder, kaygı ve üzüntüye terk edebiliyor.

Bir sevdiğinizin, bir dostunuzun, bir arkadaşınızın veya topluma mal olmuş bir değerin ölüm haberini bir an da sosyal medyada gezinirken rastlayabiliyorsunuz.

O an ki ruh halini ve verilen tepkileri tahmin etmek zor olmasa gerek.

Tıpkı naçizane bir dostumun ölüm haberine sosyal medyada rastladığımda, girmiş olduğum ruh halim gibi. Bir an, buz gibi dondum kaldım denilebilir.

İnsanın dostunu anlatması zordur, hele yaşanmışlıkları, anıları anlatmak daha da zordur bilirim; ama birkaç kelimeyle de olsa anlatmayı kendime görev addediyorum

Liseden sınıf arkadaşım, 3 yıl beraber okumuştuk. Aynı sıkıntıları yaşamış, üzülmüş, aynı güzelliklere sevinmiş, mutlu olmuştuk. Tabiri caizse yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmezdi

Beraber okula gider, beraber okuldan çıkar gezer, o zaman ki kendilerine ait olan tomruk işleme dükkânında kendimizce çalışırdık. Üniversite, sonuçta iş sahibi olma ve çoluk çocuğunun nafakasını kazanma mecburiyetiyle İzmir’e yerleşip, orada çalışmaya başladı. Geçen süreler zarfında, ara sıra da olsa yan yana geliyor veya telefonlaşıyorduk.

Son olarak, birkaç gün önce sosyal medyada gezinirken, paylaşılan bir ölüm haberine rastladım. Önce inanmak istemedim, defalarca dönüp dönüp tekrar baktım. Doğruydu, artık Ahmet Ramiz DOLGUN dostum aramızda değildi. Haberi, yaptığım telefon görüşmesiyle teyit ettirmiştim. Bizleri ve bu fani dünyayı terk edip Dâr-ülBekâ’ya irtihal etmişti.

“İnnaLillâhi ve İnnâİleyhiRaciûn” Şüphesiz biz Allah'a aitiz ve şüphesiz O'na döneceğiz" buna inanmışız.Gençliğimizin mükemmel arkadaşı, bizi yalnız ve mahzun bıraktın.

Ölüm zor olandır, ölümün yüzü soğuktur, ölüm acıdır, en zor haber, alınan ölüm haberdir. Dünyaya gelen göçücüdür, çünkü şüphesiz ve kat’î bir hüküm vardır; o da “Her nefis ölümü tadacaktır.” (Enbiya, 35)

Ölüm, hiç beklenmeyen bir anda gelen kaçınılmaz bir sondur. Aslında, yaşa bakmaksızın her ölüm erkendir. Gözler yaşarır, kalpler mahzun olur; ama inanmışız ki her ölüm bir son değil, bilakis ebedi âleme yapılan bir yolcuktur, bir başlangıçtır. Ölümün ismi, yüzü soğuktur elbette. Ölüm şerbeti her canlı illa ki tadacaktır. Ölüm meleği herkesin kapısını çalacak ve misafiri olacaktır. Her ölüm insanı derinden sarsar, üzüntüye sevk eder. Ölenin ailesi için, anlatılmayacak bir acı, geçek ve üzüntüdür.

Ölüm herkesin başındadır. Arkadaşlarımız, dostlarımız, sevdiklerimiz bir bir göçüyor fani dünyadan. Elbette bir gün sıra bizlere de gelecektir. Allah (CC) ölüm anına hazır ve katığımızı hazırlamış olarak kavuşmayı nasip etsin.

Aslında ölüm, sonuç itibariyle acı ve geride kalanları üzse de, nasihat olarak görmek ve güzel karşılamak gerekir. Şair NFK öyle der ya: “Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber... Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber?”

Ölümle aramızdan ayrılanlar olsa da sonuçta geride kalanlar için yaşam devam ediyor. Bizlere ancak aramızdan ayrılanlar için dua ve niyazda bulanmak düşüyor.

Ramiz dostum, sen sıranı savdın, bakalım sıra hangimizde?

Rabbim rahmetiyle muamele eylesin, nur içinde yatasın, rabbim günahlarını affetsin, mekânın cennet olsun. Biz geride kalanlar, sizden razıydık, Rabbim ailene ve sevdiklerine sabr-ı cemil nasip eylesin.

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artanhotmail.com