Güzel yüz görmeye, güzel davranışa şahitlik etmeye hasret kaldık. Belki de Yusuf Yüzlüleri bekliyorduk; ne zaman geleceğini bilmesek de…

Son zamanlarda çok acı haber ve insanlık dışı görüntülere üzüldük, bazılarında şok olduk. Mağdurlar değişiyordu ama zalimler hep kocaman adamlardı, kocaman da yürekleri olmalıydı.

Kocaman adamın, kocaman yüreği olur mu ki?

Olmuyor.

Minicik bedenlerdeki yürek, bütün dünyayı kapsayacak bir büyüklükte, güzellikte olabiliyor.

İnsan büyüyünce yüreği de büyür ama büyüyen sadece bir et parçasıdır; içinde sevgi ve merhamet olmalı.

Bu miniklerde işte o var.

Kalpleri küçük ama içi sevgi dolu, merhamet dolu…

Üzülmeyi biliyorlar, sevinmeyi bildikleri gibi.

Neye ağlayacaklarının, neye güleceklerinin farkındalar.

Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde yaşayan üç kardeş, evlerinin yanmasını ağlayarak izledi.

İnsanın başını koyacağı, kendisine sığınak yaptığı ve içinde mutlu olduğu evi yanarsa elbette üzülür ve ağlar…

Ama henüz 10 yaşındaki Yusuf, bu görüntüyü küçük kardeşi izlesin istemiyor.

Onun yüreğinin dayanamayacağını düşünerek, onun yerine de kendisi ağlıyor.

Bunun için küçük kardeşi Muhammed’in gözlerini kapatıyor.

Ve kendisi görüyor, kardeşi görmüyor ama yuvaları yanıyor.

O kocaman yürekli çocuk, bütün tacizcilerden daha insan…

Bütün zalimlerden, bütün zorbalardan ve camına kartopu geldi diye adam öldürecek kadar gözü dönmüş sapıklardan daha iyi insan…

Çocuk ama adam gibi adam…

Konuşarak tartışma yerine yumruğunu konuşturanlardan çok iyi…

Meclisi bir birine katan, koca koca vekil olup ama yüreğinde sevgi barındırmayanlardan da daha iyi…

İnsanların yüzüne bakmayan, baktığında nefretten başka bir şey vermeyenlerden de daha iyi…

Kadınlara el kaldıran, çocuklara zulmeden, işçisinin hakkını vermeyen, müşterisine hor davranan veya aldatanlardan da daha iyi, temiz yüzlü, temiz isimli Yusuf

Çünkü mini Yusuf, insanlıktan nasibini almamış yığınlara insanlık dersi veriyor.

Henüz aldığı doğru dürüst bir eğitim yokken hem de…

Yüksek yüksek makamlara geçmemişken, parası yokken, kocaman unvanlara sahip değilken…

Daha doğru dürüst konuşamıyorken, yazarken zorlanıyorken…

Sokakta oyun oynarken, kardeşinin dizi kanamasın isteyenlerden Yusuf…

Sadece kendisini değil, kendinden olanı da düşünen birisi…

Belki okulda arkadaşlarına da böyle.

Kol kanat germek istiyor, kendisinden zayıf, güçsüz olanlara…

Kendi gücünü görüp, bütün zayıfları, bütün güçsüzleri ezmek istemiyor…

Kendisinde aşağıda olanlar ölsün demiyor, el uzatıyor, tutuyor, kaldırıyor…

Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde yaşam mücadelesi veren Yusuf, ölen insanlığımıza ağlarken iyi geldi.

Kendisini insan sananların, o çocuktan alacağı çok şey var.

Belki de yeni bir başlangıç yaparken “Yusuf Yüzlüler” diye bir kampanya mı yapsak ne?

İnsana, insan olduğunu hatırlatan ve kendisini daha iyi hissettirecek güzellikler tavsiye etsek.

Teşekkür etmesini, bir şey değil demesini mesela.

Belki özür dilemeyi, affedersiniz demeyi, rica ederim diye cevap vermeyi…

Lütfen”i öğrensin, bunun karşılığında rica kırılmasın.

İnsanların hata yapabileceği öğretilmeli ama hatadan dönmenin erdem olduğu da öğretilmeli…

Yakın ve uzak demeden tüm akrabaları ziyaret etmek ve anıları paylaşmak, sonra da yüreğindeki değişimi kaleme almasını istemek…

Bir hasta ziyaret etseler mesela, yüreklerinde meydana gelen değişikliği yazsalar.

Milli Eğitimin Erdemli Birey Projesi gibi, hatta ondan çok daha kapsamlı.

Yolda kalana yardım etmek mesela…

Bir aç insanı doyurmak, selam vermek, selam almak.

Tebessüm etmek, gördüğü her kişiye…

Tek başına yaşayanlara dost olmak…

Acısı olanların acısını, sevinci olanların sevincini paylaşmak…

Bir çocuğun yüzünü güldürmek, bir yaşlıya hürmet etmek…

Kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı ayrımı yapmadan “insan” olarak değer vermek, önemsemek ve önemsenmek…

Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni diye ayırmadan herkesin “insan” olduğunun farkına vararak davranmak.

Diline, dinine bakmadan aynı şekilde yaklaşmak…

Vücudundaki engelin, insanlığına engel olmadığını, olmayacağını bilmek, hissetmek ve bunu hissettirmek…

Yusuf Yüzlü bir yaklaşım, tüm Yusuf yüzlülere

Minik yüreklerden, kocaman yüreklere doğru yeni bir adım, yeni bir başlangıç…

Düşünmesi bile güzel…

 

Tweetimden seçmeler

Bence insan, kırıldıkça olgunlaşan canlıdır. Buna inanan, -özellikle yakınlar- daha çok olgunlaşmamız için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyor.