“Salak dedik mi ağzımıza tokadı yerdik. “ Ne çok söylerdim bu sözü kendimi ve ailemi aklamak adına. Yani biz ne küfür bilirdik ne de ederdik. Şiddet mi, o da nesi! Gibi gibi bugün züğürt tesellisi dediğim şeyleri çok söyledim. Bugün de dilimin ucuna geliyor ama çoğu zaman durdurabiliyorum kendimi. Çünkü artık biliyorum ki küfürün ve şiddetin dik alası bana da yapıldı ben de yaptım. Kişiler, yerler değişebilir ama değişmeyen tek şey kolektifte olan her şey, artık yadsınamaz şekilde içimde. Fakat ben onlar değilim. İşte şimdi buradan yakın bakalım.
Bu yeni bir bilgi benim için. İçselleştikçe sizlerle de paylaşırım yeri ve zamanı geldikçe. Ben şimdi sözel şiddetin, özellikle de kadının kadına uyguladığı şiddetin bir parçasından bahsetmek istiyorum. Annemin ağzından çok sık duyduğum bir tehdit; “Şimdi gelirler ha! Karışmam bak!“ Çok sık duyduğum bu tehdit beni iyice erkeklerden korkar hale getirmiş. Erkeklerden gördüğüm şiddet yetmiyormuş gibi, bana yakın olan baba, erkek kardeş, koca, erkek evlat derken nasıl pekiştirmiş de pekiştirmiş korkularımı bu söylem, anlatamam. Onun için şiddeti de kategorize etmekten özgürleşmektir dileğim. Şiddet şiddettir, nokta.
Bugün için ‘doğru bildikleri bunlardı’ veya ‘doğru bildiklerim bunlardı‘ demek yetmiyor bana. Fakat geleceğe dair bir umudum var. Örneğin bu yazı ne zaman yayınlanır bilmiyorum ama ben 12 Şubat Dolunay’ının ve Beraat Kandilinin olduğu günlerde yazıyorum. Üstelik bugün 13 Şubat ( benim farkındalık tarihlerimden biri ) olunca umudum çoğalıyor ‘ geçmişin defterini dürmek’ için. Yeryüzü, gökyüzü bütün güçleri arkama alarak geçmişime bakış açımın dönüşmesi için dua ediyorum.
‘Yeter artık’ cinsiyetlerimiz üzerinden çektiğimiz ve çektirdiğimiz bunca acı! Kolaylıkla, sevgiyle ve neşeyle dönüşmesi dileğiyle. Teşekkürler.