“ADIYAMAN TANITIM GÜNLERİ”
Büyük şairlerimizden Behçet Kemal Çağlar;
“İstanbul’u sevmezse gönül aşkı ne anlar” demiş ve hislerini dizelere dökmüş, büyük bestekâr M. Nureddin Selçuk bu güzel dizeleri nihavend makamında bestelemiş.
Bizlere düşen ise her dinleyişte “Kalamış’tan” tatlı bir huzur almak olmuş.
O tatlı huzuru aldık mı? Alabildik mi? yoksa hâlâ alabilme umudumuz var mı? Bilemedim hepsi havada uçuşan sorular kısacası…
İşte bu güzel İstanbul’da 18 Ekim-21 Ekim tarihleri arasında Yenikap Gösteri Alanı’nda Adıyaman Tanıtım Günleri gerçekleşti.
Bu tür tanıtım günlerinin temel amacı böylesi mega kentlerde;
Adıyaman’ı hiç görmemiş,
Adıyaman tarihi hakkında hiç bilgisi olmamış insanlara tanıtabilmektir amaç.
Pazar günü yani tanıtımın son günü yolumuzun rotasını Yenikapı’ya çevirdik. Kafamda tek soru acaba memleketim nasıl bir tanıtım süreci içinde idi.
Yoğun kebab dumanının ardından orta yerde hazırlanmış sahne ve sağında, solunda iki büyük çadır etrafta ise bol çiğköfte, kebab, yöresel yemek satan minik dükkanlar.
Kebabcı, hıtap, çiğköfte dükkanlarının önünde sıraya girmiş hemşehrilerimin kaç tanesi memleketimin ilk isminin;
Bir rivayete göre; FARRİN yada PERRE olarak bilinen şehirde PUT’ a tapan bir babanın yedi oğlu, babalarında evde olmadığı bir gün bütün putları imha ederek ALLAH’ın (Hz. İsa’nın söylediği gibi) bir olduğunu kabul ve ilan ederler. Putperest baba durumu öğrenince yedi oğlunu da öldürür. Babaları tarafından öldürülen yedi kardeşin hatırasına Farrin (Perra=Pirin)’ de bir manastır yaptırılır. Bu olaydan ötürü de şehre Yedi Yaman adı verilir. Yedi Yaman zamanla Adıyaman şekline dönüştüğünü ya da diğer bir rivayete göre ise; Adıyaman şehrinin ortasında yaptırılan Mansur’un kalesi olarak bilinen kale’ ye halkın, Hısn-ı Mansur ismini verdiğini. Hısn-ı Mansur isminin menşeyi hakkında iki ayrı rivayet mevcut olduğunu. Bir kaynakta VII. yüzyılda buraya gelen Emevi komutanlarından Kays kabilesine mensup Mansur. Ca'vene'ye izafetle bu ismin verildiğini başka bir rivayete göre bu ismin Abbasi Halifesi Ebu Cafer El-Mansur'un adından geldiğinive zamanla halk arasında telâffuz şeklinin de değişmesiyle “HÜSNÜ MANSUR” olduğunu.
Son rivayete göre ise; Adıyaman şehri doğu, batı ve güney yönlerinde derin vadiler çevirmiştir. Bu vadilerin yamaçları zengin meyve ağaçları ile kaplı olduğu gibi, şehrin çevresinin de meyve ağaçlarıyla kaplanmış olmasından dolayı güzel vadi anlamında olan “VADİ-İ LEMAN” (Güzel vadi) kelimesinin söylenişi zamanla değişmiş ve halk arasında “ADIYAMAN” şekline dönüşmüştür.
Tüm bunların en dışında ise Hısn-ı Mansur yani Hüsnü Mansur ismi 1926’ ya kadar resmi ad olarak kullanıldığını. 1926 yılından itibaren Bakanlar Kurulu kararları ile şehrin ismi tekrar ADIYAMAN olarak değiştirildiğini bilmektedir.
Mesela bu yönde valilik veya belediye olarak kenti kapsayan bir resmi araştırma yapılmış mıdır? Gerek duyulmuş mudur? Duyulmadı ise nedeni nedir?
Yaşadığın, doğduğun, büyüdüğün, memleketim dediğin topraklara yabancı olursan, içinde bu memlekete karşı aidiyet duygusu yeşertmemiş isen doğal olarak kebab dumanları arasında kaybolursun.
Ben gördüğümü aktarayım, orada bulunduğum zaman süreci içinde iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda hemşehrim valilik ve belediye standlarını gezdi oradaki tanıtım broşürlerinden aldı.
Anne ve babası Nemrud Dağı’na çıkmamış, o tarihi kültürü sahiplenmemiş çocukların, büyük çadırın orta yerindeki Nemrud Dağı’nda asılları bulunan heykellerin minyatürleri arasında koşturması, selfi ve canlı yayın heyecanı içindeki ebeveynlerine poz vermesi ise üzerine düşünelecek başka bir durumdu.
Adıyaman tanıtım günleri içinde;
Bir adet etli hıtap 15 tl
Bir tabak pilav ve üzerinde kavurma 22 tl
Durum çiğköfte 5 tl
Bumbar Dolması 30 tl satılmasına ragmen kültür bilgisinden daha çok rağbet gördü.
Her şeyin özetini karı, koca uzakdoğulu çiftin ellerinde Nemrud Dağı’ndaki heykellerin minyatür serisini ve tanıtım broşürlerini taşırken, hemşehrileirimin ise sanki hiç tatmamış gibi yemeklerin ardında sıra olmasıydı.
Bu gereksiz zihniyet ve değer bilmeme devam ederse Adıyaman tıpkı Nuri Bilge Ceylan’ın dediği gibi hep; yalnız ve uzak kalacak…
Tarihsel ve kültürel zenginliği, insanında bulunan potansiyel enerji ile Adıyaman çevre illeri geride bırakacak güçte bir kenttir. Bu gücün ortaya çıkabilmesi için valilik, belediye, milletvekilleri, siyasal partiler elele vererek bilinçli, kentin yarınına el atacak vatandaşları ortaya çıkarmalıdır.
Çünkü! Adıyaman inanın bundan daha çoğunu hak ediyor.