10. Tevazu (alçakgönüllü) olup büyüklenmeme, hiç kimseyi hor ve hakir görmeme, kibirli olmanın insana değer katmadığı, aksine değersizleştirdiği, alçak gönüllü olmanın da yücelttiği duygusu aşılanmalıdır. Bunun için de aile bireyleri başkaları hakkında konuşurken onlarla alay etmemeli, hiç kimseyi küçümsememeli, kimseye üstünlük taslamamalıdır. Özellikle maddi bakımdan insanlara değer verip değersizleştirmenin insani olmadığı benimsetilmelidir.
11. Başkalarının ayıplarını ve kusurlarını araştırmamak; aksine gördüğü ayıp ve kusurları açığa vurmamak, gizlemek konusunda da çocuklar eğitilmelidir. Başkalarının ayıplarını araştırmanın ve açığa vurmanın ahlak dışı bir davranış olduğu; her insanın hata yapabileceği, önemli olanın hatanın farkına varıp bir daha yapmamaya gayret etmesi olduğu anlatılmalıdır. Hata ve kusurları daima kendi nefsinde aramanın daha doğru olduğu hatırlatılmalıdır.
12. İnsanların hatalarını yüzlerine vurarak toplum içinde onları rencide etmenin ahlaki bir davranış olmadığı, herkesin kendi hatalarının farkına varması ve kendi hatalarını düzeltmesi gerektiği öğretilmelidir. Ancak etkili olacağına inanılıyorsa uyarmak maksadıyla, uygun gördüğü kişilere doğru bir dille, onları kırıp incitmeden, uygun oldukları bir zamanda kimsenin olmadığı bir yerde söylemek faydalı olabilir.
13. Güvenilir olmanın en önemli insani ve ahlaki kural olduğu, güvenin paradan ve maddi çıkarlardan çok daha kıymetli olduğu, güvenli olmanın insanın en büyük sermayesi olabileceği, güvenini kaybedenlerin bir daha onu kazanamayacakları örneklendirilerek anlatılmalıdır.
14. İnsanlara karşı samimi, güler yüzlü ve tatlı sözlü olmanın da ahlaki bir değer olduğu kavratılmalıdır. Ancak tanımadığı kişilere karşı bu konularda dikkatli olması, bu durumların istismar konusu olabileceği de unutulmamalıdır.
15. Akrabalarla iletişim, akrabayı ziyaret ederek sıkıntılarına ve sevinçlerine ortak olma konusunda bilinçlendirilmeli, akraba ilişkilerinin önemi anlatılmalı, akrabalar tanıtılmalı ve birlikte ziyaret edilmelidir. Akrabalardan muhtaç olanlara yardım etmenin önemi üzerinde durulmalı, büyüklerin duasının alınması gerektiği vurgulanmalıdır.
Ataerkil ailenin, yerini çekirdek aileye bırakmasıyla ne yazık ki günümüzde akraba deyince daha çok annenin akrabaları anlaşılmakta; dayı, teyze, anneanne ve annenin diğer akrabaları akraba sayılmaktadır. Amca, hala ve babaannelerle babanın diğer akrabaları çocuklara pek tanıtılmamaktadır. Bu konuda sorumluluk annelere aittir. Ayırım yapmadan her iki tarafa da ziyaretler yapılmalı, akrabalık ilişkileri kesilmeden canlı tutulmalıdır. Aynı zamanda gelmeyene gitmenin bir erdem olduğu da vurgulanmalı ve beraber uygulanmalıdır.
16. Herkese iyilik yapmanın ve herkesin iyiliğini istemenin gerektiği kavratılmalıdır. Bu konuda da çocuklara örnek olunmalı, başkalarına isteyerek ve severek, içten ve gönülden yardım etmenin hazzı kazandırılmalıdır.
17. Yaptığı ve yapacağı iyilik ve hayırdan dolayı bir karşılık beklemenin, arkadaşına veya herhangi bir kimseye yaptığı iyiliği başa kakmanın ne kadar çirkin ve rencide edici bir davranış olduğu anlatılmalıdır.
18. Hakka, hukuka, doğru ve adil olmaya teşvik edilerek kendi, anne ve babası veya akrabası aleyhine bile olsa, hatta statü vb. farkı gözetmeden hakkı, adaleti gerçekleştirmek ve adaleti ayakta tutabilmek adına doğru söyleyen, Hak için hakkı söylemekten korkmayan, hakkı koruyan, hakka riayetle haksızlığı önlemeye çalışan evlatlar yetiştirilmelidir. Adaletin sağlanması ancak böyle bir neslin yetişmesi ile mümkün olabilecektir.
19. Komşuluğun, bazen akrabalıktan daha önemli olduğu vurgulanmalıdır. Acil durumlarda akrabadan önce komşudan yardım isteneceği ve komşunun yakın olması nedeniyle daha erken yardıma koşacağı belirtilerek komşuluğun önemi üzerinde durulmalıdır. Komşuya eziyet etmemenin ve komşunun eziyetine sabır göstererek tahammül etmenin büyüklük ve erdem olduğu anlatılmalıdır. Tabiî olarak bu konuda da çocuklara örnek olabilecek davranışlar göstermek ailenin görevidir.
20. Kendinden fakirlerle oturup kalkmaktan şeref duyma ve zengin olduğundan dolayı insanlara itibar etmemenin gerekliliği anlatılarak insanlara mevki, makam, mal, zenginlik, fakirlik veya statüden dolayı değil insanlığı ve ahlakı derecesinde önem vermek gerektiği anlatılmalıdır.
21. Arkadaş seçiminde de bu hususlara dikkat etmek, iyi ve güzel ahlaklı kişilerle arkadaşlık kurmak gerektiği öğütlemelidir. Bu konuda aile seçici olmalı ve çocuğunun kimlerle arkadaşlık yaptığını bilmeli, arkadaşlıkta seçici olmanın gerekliliği benimsetilmelidir. Çürük bir meyvenin yanındaki sağlam meyveyi de çürütebileceği unutulmamalıdır.
22. Diğer canlılara ve doğaya karşı da çok merhametli olması, çevreyi kirletmemesi, doğanın da insana Allah’ın bir emaneti olduğu hatırlatılmalı ve bu konuda aile bireyleri çocuklara örnek olmalıdır. Çevreyi kirletmenin kul hakkı olduğu vurgusu yapılarak yere atılan bir çöpün birileri tarafından kaldırılması gerektiği ve buna bir emek harcanacağı, bu nedenle de o birilerinin hakkına girilmiş olacağı anlatıldığı takdirde çocuk üzerinde etkili olacaktır.
(Devam edecek)