Yeğenim Ece’nin yılbaşı hediyesi olarak aldığı Metis Ajanda 2019’ un konu başlığı “İnsan nedir ki?”
Nedir ki?
12.07.2019 Argos öldü.Yani Cuma günü.Bugün ise ayın 21’i. Metis Ajandada bu tarihler arası yazılanları paylaşayım istedim sizlerle.
“Bir zamanlar kediymişim ben Haluk. Sonra, herhalde kediler arasında işlenebilecek en büyük suçu işlemişim ki dünyaya bir daha gelişimde insan olmak cezasına çarpılmışım…”Bilge Karasu Altı Ay Bir Güz
“Bütün hayvanların-insanlar dâhil- bitki dünyasının parazitleri olduğunu düşünmenin mütevazılaştırıcı bir etkisi var.”Isaac Asimov
“İnsan, evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar.” Yaşar Kemal
“- Neriman Teyze, köpekler bizi içimizde kemik var diye mi ısırıyo?
-Hayır…İçimizde kalp yok diye ısırıyor” R. Erdem- N. Güngörmüş Korkuyorum Anne(İnsan Nedir ki…)
Evet, işin cılkını çıkartmak değil niyetim. Açıkçası niyetimin ne olduğunu da tam olarak bilmiyorum. Hiçbir zaman bilemeyeceğim gibi.(Bana göre tabii)
Sadece çok canım yanıyor ve acımı inkâr etmek istemiyorum. Abartıya kaçıp canıma da okumak istemiyorum. Çünkü kimsenin canının bir başka cana katkısı olmadığını biliyorum. Ağlıyorum.
Sadece ağlamak da yetmiyor. Yazıyorum. Fakat böyle anlarda yazmak daha da bir zorlaşıyor. Henüz boğazımdaki düğüm çözülmemiş, parmaklarım gevşememiş, tüm vücut direniyor sürece. Fakat ben yine de yazıyorum.
Gözyaşlarım lekeliyor siyah tükenmezle yazdığım harita metot defterimi. Akan sümüklerimi elimin tersiyle silip çıplak bacaklarıma sürüyorum. Tiksinmeyin canım. Tek başınayım ve nasıl olsa biraz sonra denize gireceğim.
Güya şezlonga güneşlenmek için oturdum, yazıyorum.Çünkü ben duramıyorum, bir yerlere sığamıyorum. Zaten bu bende hep vardı, şimdi ivme hızlandı.
Gittikçe zamanım daraldı deyip yüreğimi bir telaş kaplarken, diğer yandan işte ölüp gidiyoruz biraz yavaşla, tadını çıkar diyen sesle boğuşup duruyorum. Boğuştuğumuz için de ne yazık ki bu işten karlı çıkan olmuyor.
Millet plaja gelmeye başladı. Ben de biran önce gülen yüz maskemi takıp karışmalıyım aralarına. Yoksa o kadar dışarıda kalmış hissediyorum ki kendimi; beni tekrar aralarına alsınlar diye tıpkı o beğenmediğimiz köpekler gibi dilim bir karış dışarıya çıkıyor.
Nur içinde yat kuzum Argos’ um benim!