(20 Şubat 1120 - 18 Şubat 1121) tarihi başlangıcında emir İlgazi tekrar asker toplayıp 130,000 kişilik bir ordu teşkil etti ve Franklara karşı yürüdü. O, süratle Urfa kapısının önüne geldi ve bütün ovayı askerleriyle kapladı. Orada dört gün kaldı ve bu esnada bütün tarlaları tahrip etti. Sonra Suruç şehrine gidip askerlerinin büyük bir kısmını gizlice Fırat’ tan geçirdi. O, Tılbaşar’dan Kaysun’a kadar olan yerlerin kadın ve erkek hemen bütün halkını esir etti ve onları merhametsizce kılıçtan geçirdi. Onun askerleri, bütün çocukları, işitilmemiş bir vahşetle ateşte yaktılar. Sonra İlgazi de büyük sayıda askerle beraber Fırat’ı geçip birçok köylerin halkını telef etti.
Papazlarla rahipler de ateş içinde imha edildiler. Bu sırada Raban (Araban) müstahkem şehri civarında bulunan kont Josselin, Keysun’a ve Behesni’ye gelip askerlerini topladı. O, sabah erken Türklerin arkasına düştü, onlara hücum etti ve onlardan bin kişiyi kılıçtan geçirdi. Emir İlgazi, geri çekilip Azaz yakınında karargâh kurdu. Bu sırada Kudüs kralı, bütün Frank askerlerinin başında olduğu halde, Türklerle karşılaşmak üzere Azaz’a doğru ilerledi. Josselin de Antakya’ya gidip kralla birleşti.
Türklerle Franklar, günlerce birbirlerine karşı cephe almış bir durumda kaldılar, fakat muharebeye tutuşmadılar.
Nihayet İlgazi, ordusuyla beraber geri çekilip Garmin[1] tesmiye edilen Malatya bölgesine gitti. Kral Kudüs’e, Josselin de kendi şehri olan Urfa’ya döndüler.
[1] Malatya mıntıkasının bir kısmına verilmiş olan “ Garmian” veya “ Germian” adı, belki de Selçuk devrinden başlamış ve bu ismi taşıyan herhangi bir Türkmen reisinden gelmiştir.
Müsteşrik âlim Defremery (“ Athenaeum francais” , 10 ve 17 Temmuz 1852, s. 25), bu adın “ Garsian” olarak okunmasını teklif etmiştir. Aynı âlim bu mıntıkanın Grekler tarafından “ Charsianos” , Araplar tarafından da
“ Kharschenoun” diye tesmiye ettikleri bölge olduğunu ve Kharsch6na şehrinin de bu mıntıkaya ait bulunduğunu ileri sürmüştür, (bk. bu tercümemizin CLXXVIII. Faslının 1 numaralı haşiyesine). Fakat teklif edilen bu tashih şayanı kabul değildir. Zira Garmian adı, Mateos’un metninin üç yerinde çok açık olarak yazılıdır ve bu, muhtelif beş nüshanın birbiriyle karşılaşmasından sonra tesbit edilmiştir (ED. DULAURİER).