Gamlı Baykuş:Bilge büyük dedesini öve öve bitiremeyen, sudan nefret eden, iyi ok atan çizgi roman karakteri./ Swing çizgi romanında Kaptan Swing’ in karamsar Kızılderili dostu. Serinkanlı, sakin, mantıklı bir adam./ Kadınlardan ve özellikle Mister Blöf’ ün köpeği Puik’ ten nefret eden, her şeyi şerre yoran Kızılderili şahsiyet. Becerikli bir savaşçı.
İnternetten aldığım birkaç okur analizi yazdıklarım. Daha birçok ayrıntı eklenebilir tabii ki. Fakat ben ustayı da yâd etmek adına, yine o sayfalardan aldığım; Can Yücel’in dizeleriyle devam etmek istiyorum.
“ Baykuş aslen bir hatundur bakmayın baylığına / Mekânı cennet ola, makamı şattaraban / Her mendakkadukkada bir dokuz doğuran “
Gelelim benimle ilgili kısmına. Benim lisedeyken lakaplarımdan biri “ Gamlı Baykuş “tu. Kasa kasa okuduğum bu ve benzeri kitapların bu lakapta katkısı olduğu kadar, onun dışında birçok etken söz konusuydu. Bunlardan biri de; bu çizgi roman kahramanıyla aramızda birçok ortak yönün bulunmasıydı. Yine bu ortak yönlerden en önemlisi ve özellikle bu yazımda altını çizmek istediğim ise; “her şeyi şerre yoran “ biri olması ile ilgili.
Evet, benim de böyle bir özelliğim vardı ve ne yazık ki çoğunlukla yine hayata bakış açımda oldukça yoğun. Aradaki tek fark; bugün öyle olması gerekmediği ile ilgili bir bilgiye sahip olmak. Fakat sadece bilgiye sahibim, uygulama da henüz içselleşmediği için, benimdir diyemediğim bir özellik.
Herhalde “ Gamlı Baykuş “ olmaktan vazgeçmek korkutuyor beni(!) Eee, ne de olsa güzel ve övülesi yönleri de çok bu kahramanın. Sanırım o paydalardan da vazgeçmek gibi algılıyorum ve içsel bir direnç oluşuyor içimde “ karamsarlığı “ elden bırakmak adına.
Bu inancı destekleyen bir sürü görüşü de unutmamak gerekir tabii. En kötüyü düşünmem sonucunda fazla hayal kırıklığı yaşamayacağım şeklindeki görüş bunlardan biri. Kaygılanmanın vicdan işi olduğu ile ilgili öğretilerden biri de yine bu negatif inancımı besliyor. Hangi birine değineyim ki…
En iyisi buradan çıkıp bugün artık ne kadar olumlu düşünürsem, o kadar huzura erişeceğimi biliyorum, diyeyim. Bunun yollarından biri; sabır. Sabır, Ben’i akışına bırakmaktır. Bunu biliyorum. Oburluk bir çeşit bencilliktir. Çünkü hiçbir şeyin yetmeyeceği korkusuyla kendine odaklı ve kaygılı yaşarsın. Bunu da biliyorum. Hep kaygılanmam gerektiği empoze edilmiş bana. Yoksa bencillikle suçlanmışım. Dolayısıyla bugün de kaygılanmazsam eğer, en başta kendi kendimi bencillikle suçlayacağımı biliyorum ve kolay yolu seçiyorum; kaygılanıyorum.
Bu kısır döngüden yapabildiğimin en iyisi ile çıkmak istiyorum ve sabır diliyorum. Çünkü yine biliyorum ki; sabırlı olmak nihayet kişinin kendi tarafında yer aldığının göstergesidir. Kendime aynı acıları çektirip durmak istemiyorum. Biliyorum ki, bunlar da geçecek. Tıpkı diğer geçenler gibi. Teşekkürler!