Uzun yıllar milli piyango bileti aldım yılbaşlarında. Sonra oradaki ikiyüzlülüğü görünce vazgeçtim. Yine şans kapısını açık tutan bir düş ‘ uzak, zengin bir akrabadan kalan miras ‘ şıkkıydı, o da ben ölecek yaşa geldiğim için kurudu. Alternatif kalmadı yani.

Bu kadar ümitsizliğe rağmen, şu an ayrıntılarına girmek istemediğim, havadan para geldiğine inandığım an ne yapacağımı bilemedim. Tabii, hayal baloncuğu gibi puf diye söndükten sonra düşündüm. Hani anket sorusu vardır, yolda para bulursanız ne yaparsınız gibi. İnanın bu sorulara yaşamadan cevap vermemek gerekiyor. Ortada hayali bir para varken bile bu kadar zorlanıyorsa insan, yaşamadan bilinmiyor demek ki.

Gerçek yaşamda böyle bir ikileme düşmemek dileğiyle ben tespitimi yaptım. Şöyle ki yılbaşı geliyor, umutlarımı beslemek istiyorum. Tabii bunun bedeli de var. Pandemi dönemi zorlanıyoruz hep birlikte. Dürüst davranmam gerekirse ben çoğu zaman ekonomik yetersizlik korkularına sahibim zaten. Bir arkadaşımın deyimiyle ‘ hem pastam dursun hem karnım doysun’ diye düşünenlerdenim.

Yılbaşının tahrik edici gücü yanı sıra bu aralar sokak kedilerinin sağlık sorunları ve kendi özel sağlık sorunlarımla ilgili çıktılar beni telaşlandırıyor. Böyle bir anda yaşadığım bu olay bir kez daha bana şunu anımsattı; ‘ herkes nefsi nefsine’.

Onun için de bazı şeyleri tekrar anımsatayım kendime dedim. Özlen’ e de umut olur kendini yenilemek adına.Yine aldığım yardımlar ve okuduğum kitaplar sayesinde bir ruhsal uyanış yaşadım yenice. İzmir Kız Lisesi mezunuyum ben. O sayfada yayınlanacak yazıyı yazarken, o yıllara anımsayabildiğim kadar uzanmak sayesinde yaşadım bu farkındalığı.

O yıllarda yoğun olarak yaşadığım bir çelişkiyi, bugün adlandırabildim. Kitaptaki kadının ağzından aktarmak istiyorum bu tespiti:

“Ben öğle yemekleri sırasında bahçenin üst terasında takılan popüler grubun hiçbir zaman bir parçası olmamıştım. Biz hippiler olarak spor kompleksinin karşısındaki oditoryumda gizlice sigara paylaşırdık. Aykırı olmakla gurur duymama rağmen ‘ popüler olmamak’ bir aşağılanma gibi geliyordu, bu katlanmak zorunda olduğum bir kusurdu. Hiçbir çaba sarf etmeden istedikleri her şeye sahipmiş gibi görünen o altın çocuklara haset ederdim. Diğer sınıf arkadaşlarım gibi ben de erkek arkadaşı olan kızlara haset ederdim. Ya da bir erkek arkadaşım olduğunda onu benden çalma ihtimali olan baştan çıkarıcı kızları kıskanırdım; bu tür şeyler hep oluyordu...” diye devam ediyor yazı.

Kendi yaşantımda bugün de bu zorlamayla baş başa olduğumu fark ettim. Özellikle bana yakın birçok insana göre hem aykırı davranayım hem de popüler olayım istiyorum. Popüler olmanın alt yazısı benim için sevgi ve onay peşinde koşmak.Bunu farkındaydım. Fakat bu kadar sade ifade edildiğine tanık olunca paylaşmak istedim.

İşte yeni yılda Özlen için isteklerimden biri bu; her geçen gün sadeleşerek, bir bir ağırlıklarından özgürleşmesi. Çok canını yakan kıskançlık ve hasetten payına düşeni alıp kabullenmesi ve bunu yaparken de herkesin payına düşenleri göz ardı etmemesi dileğimdir.