Aslında “ ayıp olmaz mı “ dan da fazlası yaşanılan. Eski anlayış; “ mahalle esnafını “ nasıl çiğner geçersin? İmkânsız olan yani.
“Y” parfümericiden aldığım losyon, piyasa araştırmama göre pahalıydı. Fakat anneme gösterilen özene ve bana yeni marka ürün satmak için çok çabalayan bir anneye hürmeten aldım losyonu.
Diğer alacağım ürünleri ise; bir önceki “Z” parfümericiden alacağımı söyledim anneme. İçimden geçen ise; o esnaf da kazansın. Yeni açmış dükkânı.
Annemin tepkisi ise oldukça sertti. Elimdeki poşeti göstererek:
-Bu ne olacak?
-Geçmişte kaldı onlar anne. Hem ben o konularda kendimi aştım. Benim için sorun yok. Üstelik hipermarket çağındayız artık.
Dedim de demesine… Baktım ki, annem çok üzgün. Aslında benim içim de dingin değil. Elimdeki poşeti kaldırdım havaya:
-Anne bak, poşette bizi ele verecek bir amblem ya da yazı yok. Rahat ol!
Dedim, kendi kendimi ikna edercesine.
Şimdi yaşadığımız poşet rezaletine gelsin bu yazım da.