Olur ya, bir gün geçmiş olur anımsarsın beni; diyesim geldi adı şimdilik bende saklı. Zaten geçmiş de oldu bile. Çünkü bahsettiğim zaman, dün akşamdı.
En iyisi, yine bir alıntıyı araya sokmak; “ Sevdiğim kalembazlardan Milan Kundera, nostaljinin matah bir şey olmadığını anlatırken, kelimenin kökenini hatırlatır. Nostalji kavramının çekirdeği olan “ nostos “ eski Yunanca “ dönüş “ anlamına gelir.”Algos “ ise “ hüzün “ demektir. Dolayısıyla der Kundera, “nostalji” geriye dönme arzusundan kaynaklanan ve karşılık bulamayan bir hüzün, hatta acı çekme halidir.”
Senin için anlamı nedir bilemem yakışıklı! Fakat beni aldı götürdü lise yıllarıma, dün akşamki mezuniyet töreni. Adından olsa gerek, nostalji iyi gelmedi bana. Yapamadıklarım geldi gözümün önüne. Örneğin son çıkan sınıfların birinde öğrencilerin çoğunun ideali “ hukuk “ okumakmış. Benimde lisede hedefimdi. Olmadı. Yolları açık olsun arkadaşlarının.
Yine andaç hazırlığımızı anımsadım, sizlerin dörtlükleri okunurken. Sizi diplomalarınızı almanız için çağırdılar tek tek o dörtlüklerle. Biz de andaç için hazırlamıştık birer paragraf kendimizi tanıtır. Ayrıca bir de İzmir’ in en meşhur ( aynı zamanda en pahalı)fotoğrafçısından randevu almıştık vesikalık fotoğraflarımızı çektirmek için. Tabii kuaföre gitmeyi de ihmal etmemiştik. Bunca hazırlık boşa gitmişti sonunda. Nedense, ilk defa o sene bize denk gelmiş ve andaç çıkarılamamıştı. Hayal kırıklığı yaşamıştık.
Daha fazla dallandırıp budaklandırmadan, sana gelelim. Çok yakışıklıydın dün akşam. Mavi takım elbiseler pek açmıştı seni. Yolun açık olsun sevgili yeğenim Kayra! Seni seviyorum! Benimki unutuldu gitti. İstedim ki seninki bir yerlerde yazılı olsun. Onun için izninle senin dörtlüğünü paylaşıyorum:
“Sorularla geçer dalga
Çapkındır aynı zamanda
Tüm kızların gözü onda
Üniversite düşünüyor Antalya’ da “