Hep yüksek sesle konuşurum. Genelde de bu, çevremdekileri rahatsız eder. Bunda, belki de öğretmenlik mesleğimin de katkısı var. Ne kadar çok bağırırsan, o kadar dinleneceğini sanmak gibi. Kim bilir?
Fakat bugünlerde bakıyorum, yüksek sesle konuşan insanlar beni rahatsız ediyor. Üstelik bunlar, heyecanlı ve hiç susmadan konuşuyorlarsa; ilk aklıma gelen, “ Bunlar neyin kafasını yaşıyorlar. Bu kadar coşku verici, bu hayatta ne yaşanabilir ki…” ya da bu kadar söze ne gerek var, her söylediğin sözü bir sonraki sözün yalanlayacaksa gibi gibi… Daha da süre uzamışsa, elimin tersiyle ağızlarının ortasına vurasım geliyor.
Evet, hissediyorum; gün geçtikçe sesim içime kaçıyor. Hani, çok korktuğumuzda yanıt verirken birden bire sesimiz o kadar incelir ve derinden gelir ki, sanki konuşan sen değilmişsin gibi hissedersin ya… İşte böyle bir şey. Hoş, sizin adınıza da konuşmuş oldum ama benim, kendimde ve çevremde gözlemlediğim bu.
Böyle olunca, iş gelip dayanıyor bugüne. Demek ki ben, çok korku doluyum ki şu sıralarda, hiç ses çıkarasım yok. Hiç!