Kadına, okuduğu kitaptaki alıntı çok anlamlı geldi. Kalktı kalemi aldı, alıntıyı aynen yazdı:
Margurete Duras; “ Bir yazarın yalnızlığında, canına kıyma vardır. İnsan kendi özündeki yalnızlığa varıncaya kadar yalnızdır. Her zaman akıl almaz bir şeydir bu. Her zaman tehlikeli “ der.
Ne doğru söyler diye zihninden geçirdi kadın. Devam etti içinden konuşmaya. Sende de öyle olmadı mı? Anlam veremezdin, O’ nun kollarını her kesişindeki isyanına. O güzelim vücudu niye böyle çirkinleştirmek için uğraşır, sorgular dururdun. Hâlbuki…
Sonra baktın ki bir gün, yazı yazarken sen de kesip biçiyorsun her tarafını. Çok canın yanıyor. Fakat boşaldıkça yükün, acının yerini bir ferahlık alıyor. Demek ki, O’ nunki de benzer bir şey. Kim bilir?
Tehlike nerede biliyor musun? Bir ateş topu gibi büyüyor kızgınlığın. “ Boş Beşik “ filmini her izledikçe, ağlardın Kartal’ ın kaptığı bebeğe. Anneye de kızardın, dikkatli olmadı diye. Bugün yine çok kızgınsın; ama kendine.