Çocukken kırmızı ayakkabılarım olurdu. Genelde bayramları alınan ve bayram sabahına kadar, yatağımın başucunda ağırlanan. Renkleri değişirdi bazen. Fakat genelde süslü ve rugan olurlardı.
Bugün de süslü ve güzelini tercih ederim. Hatta bazen mor giyecek kadar ileri giderim. Fakat dün aldığım trekking ayakkabılarımın rengi de, kendi de sade. Beğenmeyerek aldım. Çok üzüldüm, ağladım. Çünkü bir değiştirme yapıyordum ve o mağazadan almak zorundaydım. Ayakkabı dışında da acil bir ihtiyaç yoktu.
İşte bu kadar zorlama sonucu dün gece rüyamda tavandan sarkan bir sürü ayakkabı bağcıkları gördüm. Sabah duygularıma temas edince tekrar başladım ağlamaya; bütün ayrıldığım ayakkabılarıma yas tutarak.
Delilik mi? Kabulüm. Gereksiz geliyor bazen kendimi çok anlatmak. Dileğim; bu yeni ayakkabılarla da barışmak, onları da önce başucumda ağırlamak. Teşekkürler.