Yeni olan bir şey, hep korkutur beni. Çünkü ezber bozmaktır; çünkü rahatlık alanının dışına çıkmaktır; çünkü risk almaktır; çünkü bilinmezlik korkusu ile adrenalinin tavan yapması demektir. Daha neler neler…
Odağımı şaşırmamak adına tekrar “ şey “ sözcüğüne dönmek istiyorum. Bu bahsettiğim yeni olan şey; bir kavram, bir insan, bir hayvan, bir bitki, bir davranış, bir yer, bir durum, bir alışkanlık, bir spor, bir grup, bir bakış açısı, bir hobi, bir fobi, bir farkındalık, bir egzersiz, bir cd. , bir müzik parçası, bir ev, bir hastalık, bir yiyecek, bir iş, bir elektronik cihaz, bir eşya, bir dil…
Bu uzayıp giden listenin sonu olmayacağını siz de anladınız değil mi? Öyleyse daha fazla çeşitlendireceğim diye yorulmama gerek yok. Bunca giriş, yine kendimi paylaşmak için tabii.
Bir hafta önce hastalandım. Yeni bir seyir izledi hastalığım. İçindeyken ölüme bu kadar yakınlaştığımı fark etmedim. Çıkınca nereden döndüğüme temas etmek çok korkuttu beni. Şaşkınlığım hala sürüyor. Fakat çözüm kısmında da bazı önlemler alıyorum kendimce.
En önemlisi de “ Ne istiyorum? “ sorusunu bir kez daha sordum kendime. Buna ulaşmak için de şöyle bir yol izledim, öğrendiklerimden yola çıkarak.
İstediğim ve sahip olduğum şeyler: Hayvanlarım ( Argos ve Aşil ) , deniz kenarında oturmak, ruhsal olarak büyüyüp olgunlaşabileceğim gönüllü bir grup, yürüyüşlerimi ( hem bireysel hem grup olarak ) yapabilmek, okuma ve yazma eylemleri içinde olmak.
Sahip olduğum ve katlandığım şeyler: Çok detaylı olmasa da ev işlerini yapacak güce sahip olduğum halde bunu katlanarak yapıyorum. Ayrıca hayvanlarımı çok sevdiğim halde onların bazı ihtiyaçlarını giderirken katlanarak yapıyorum. Özellikle bu alanlar hasta olduğumda iyice beni yoruyor ve üzüyor.
Sahip olmadığım ve istediğim şeyler: Sevdiklerimle sağlıklı iletişim kurabilmek, daha konforlu bir yaşam, gerçek dostluklar, bir partnerle sağlıklı bir birliktelik ve bahçeli bir ev. Evin önü deniz, arkası orman olsa tadına doyum olmaz. Fakat öncelikli olan bahçeli olması. Bununla ilgili kararımı aldım. Şimdi hiç acele etmeden ayak işlerini yapmak. Çünkü acil olarak katlandığım şeylerden biri olan ve beni çok yoran Argos’ un yürüyüşleri ile ilgili olarak bunu yapmam gerekiyor. En başta kendim için bunu yapmak zorunlu hale geldi. Tabii bu Argos için de iyi olacak, eminim. Tanrı, işimizi kolaylaştırsın.
Not: Yine geçmişe ait bir yazı. Yine Argos’un yürüyüşleri beni, farklı şekilde de olsa çok yoruyor. Allah bugünlerimizi aratmasın.